BAZEN eski yazılarımın peşine takılmak zorunda kalıyorum, çünkü peşimdeki gerçekler hiç değişmiyor.
Kendilerini matah bir şey zanneden dolaşan kara gölgeleri işaret etmek adına yazıyorum bunları. İnsanların lokmasına göz dikenleri alkışlayan, dolandırıcılara arka çıkan, çocukların kanını emenlere kılını kıpırdatmayan ama futbol topu görünce kafalarını o topun içine sokanları teşhir etmek adına.
***
Adamın biri peşime takılmıştı da zaten ayaklarımı toprak çekerken adamı bir kenara çektim. "Niye peşimdesin?" diye sordum şaşırdı. "Yolumu şaşırdım" dedi, gideceği yeri tarif ettim gitmedi.
Kalbindeki kir yüzüne vurmuştu, "bugün ölmeyi düşünmüyorum" dedim adam güldü. Sapsarı dişleri de güldü.
***
Meselesi futbolmuş, "sen iyi bir adamsın ama bizim takım için düzgün şeyler yaz" dedi. "Başka" dedim, "sevdiğim adamlara fazla yükleniyorsun." Dilinin ucunda kabadayı listesi vardı da nereden beslendiği belli olan asalaklardan biriydi. "Hayatında futboldan başka neyin var?" diye sordum, "ben takımım için ölürüm" diye karşılık verdi. "Sen zaten ölüsün" dedim üstüme yürüdü. Bir ceset yürüdü sanki.
***
Kadınlar taciz ediliyordu, şairler hapislerde çürüyordu, bebekler isimleri bile konmadan katlediliyor, insanlar sefaletten kırılıyordu. Ucuz kabadayılığın açık hava gösterisine çıkan bir haydut duruyordu karşımda. Kendisini ülke sorunlarına karşı sigortalamıştı da on parmağında bir marifet bile yoktu.
***
Banttan konuşurken hep aynı böğürtüyü çıkartıyordu ağzından. Ucuz kabadayıların karbon kopyası olmakla her şeyi anlatıyordu aslında. "Senin gibileriyle harcayacak zamanım yok" dedim.
Köpekler yemek arıyordu sokaklarda, insanlar çöp torbalarını karıştırıyordu.
Adam benim karşımda kendini arıyordu. Adamın içindeki mezarda kaç ölü yatıyordu kim bilir. Adam aslında bir hiçti adam karbondioksitti. Çektirip gitti!
***
Bu ülkede emirler bilinçaltına veriliyor, 'biri silahını çekip vursun, biri bıçağı saplasın!' Kalple dil arasındaki mesafeyi bile kontrol edemeyenlerin başını taşlara vuracak kadar ömrü olacak mı? Onu da kendileri hesaplasın!
***
Onlar kafalarını futbol topunun içinden çıkarsalar nefes almayı da öğreneceklerdi, gökyüzüne bakmayı da. Ama aynaya bakmaktan bile korkanların en kolay çıkış yoluydu zorbalık.
Onlar sadece sokaklarda değil, sosyal medya mezbahalarında da aktif olarak çalışıyorlar. Yükselen değerin alçaklık olduğu bir ülkede ciğeri beş para etmeyen adamlara paranın ucunu gösterin yeter!
Üçüne beşine de bakmazlar, aynadaki leşine de!
MUTLULUK TAKVİMİ
Yaşlıların hatırını sor.
Çocuğunun arkadaşlarını tanı.
Talihin elinde oyuncak olma.
İnsanın en güzel
Halidir sevmek
Hayat bize aşkı
Hediye eder
Kalbimiz hazırdır
Elvedalara
Her günahı kader
Üstlenir gider
Şarkılara düştü
Efkar dağıtmak
Galiba yeniden
Aşkla tanıştık
Ben anlatamadım
Lütfen sen anlat
Ey hayat söyle
Nerede kalmıştık
Hakkı YALÇIN
Kalbimizle gül gibi geçinip gidecek ortam bile kalmadı artık!
Göz göre göre!
Sokaklarda lüks otomobilleri gördüğüm zaman birçoğunda şüpheye düşüyorum. "Bunlar helalinden parayla kazanılmış olamaz" diyorum.
Uyuşturucunun cennet halinden kalan gerçeklerin sergisini izlediğimi düşünüyorum çok zaman.
Kendi kendime söyleniyorum; "onlar bağımlı hale getirdikleri çocukların kanını emerek otomobillerini yeniliyor, koca ülke de göz göre göre bu çakallara yeniliyor!" Sonra noktayı koyuyorum!
"Ne acı bir şey!"