ZAMANI geride bırakmaktan başka bir şey yapmayan insanlar, kayıplarını hesaplıyor mudur acaba? Kaybolan zamanın değerini hissedebilmek için çaresizliği de hesaba katmak gerekirken.
Öyle ya bazen ne gelir elden!
***
Bir süpermarkete girdiği zaman gördükleri fiyat etiketlerini üç gün öncesiyle kıyaslıyor mudur insanlar?
"Buranın müdürünü çağırın hesap soracağım" diyecek kadar sorumlu hissediyor mudur kendilerini?
Yoksa manzarayı izleyen diğer müşterilerin yüzüne bakıp, "sizin için de mücadele ettiğimin farkında mısınız?" diyordur! Marketteki seyirciler gülümserken!
***
Komplo teorilerini çözmekle uğraşırken kendilerine düğümlendiklerini fark ediyor mudur insanlar? Hayata karşı pozisyonunu değiştirmek yerine endişelerine teslim olurken!
***
Gıcırdayan kapıları yağlamakla topukları yağlamak arasındaki farkı biliyor mudur insanlar?
Korkularına gözü gibi bakmıyorlarsa!
***
Bütün gün kendi ekseni etrafında dönen insanlar verdikleri sözlerden dönerken rahatsızlık hissediyor mudur? Yoksa dönme dolaplarda mı zannediyorlar kendilerini?
***
Kazasız belasız geçen günlerinde verdiği sadakaların etkisi olduğunu düşünüyor mudur insanlar? Denize atılan iyiliklerin kendisinde modası geçmemişse!
***
İnsanlar arada bir kendilerine de sormalı. "Suça bulaşmamak için suçlayanların saflarında dizilmekle, suçunu ispat edemediği için kurşuna dizilmek arasında nasıl bir yer ayırırdım kendime?"
***
Yapay zeka ürünü robotlara "kiminle yer değiştirmek istersiniz?" diye sordum da hepsi de dolandırıcı kabadayıların, katillerin ve hırsızların isimlerini verdi.
Hiç şaşırmadım! Geleceğin dünyasında iyilik adına bütün rezervasyonlar iptal!
***
Kurt postunun içinde kuzu gezdirmeyi marifet sayanlar, insanlığın ana kurallarını babalar gibi ihlal edenler, dolandırıcı kabadayıların yumurta topuklu ayakkabılarını cilalayanlar, sosyal medyada insanların ailesine kadar sövgülere uzananlar bu ülkede itibar gördükçe, ne yazarsak yazalım boş.
Kötülüğe verilen değerle, çocuklarımıza vermemiz gereken değer arasında sıkışıp kaldığımız için, gelecek zamanları öldürmüş olma ihtimalimiz oldukça yüksek.
***
Zaman çabuk geçiyor ama boğazımıza yumruk oturunca yutkunmakla geçmiyor!
MUTLULUK TAKVİMİ
Silindi aşkımın
Alın yazısı
Boynumu bükmedi
Bıraktığın yük
Sakın gururlanma
Sevildin diye
Senin aşkın benim
Kalbimde büyük
Aşkın kanunu böyle
Her ayrılık ağlatır
Küçük insanlar bazen
Büyük izler bırakır
Büyük günahlarınla
Otur gönül tahtında
Benim haklarım saklı
Sana Allah katında
Hakkı YALÇIN
Futbolda bazı hakemlere meslekten el çektirilirse o zaman adalete inanırım.
Yüzleri varsa!
Futbolda tehlikeli oyunlar oynanıyor.
Hakemler adaletin uzağında, kulüp başkanlarının cümleleri kurşun yüklü.
Saldırının dozajını her hafta arttırırken, sosyal medyadaki trolleri de kendilerine eşlik ediyor.
İki kulüp arasındaki mücadelenin şeklini değiştirip, insanları birbirlerine kırdırmak için yazılmış senaryoların hayata geçirildiğini düşünüyorum. Bazı hakemlerin de piyon rolü üstlendiğine hiç şüphem yok. Adalet kişiye özel.
Toplum bütünlüğünün azalmasında futbolun etkisini göstermek istiyorlar herhalde. Ya da iki takım taraftarını birbirine kırdırmak!
O beylere bir sorum var. "Sizlere ayna versem kırar mısınız bakar mısınız?"