İlk maçı 3-1 kazanan Fenerbahçe'de İsmail Kartal'ın rotasyon yapması bekleniyordu. Ancak, Osayi ve Becao'nun sakatlıklarını saymazsak Dzeko hariç ideal 11'iyle sahadaydı Fenerbahçe. Belki Tadic ve Ferdi'nin de dinlendirilmesi düşünülebilirdi ancak maçı izlediğimizde bu isimlerin önemini bir kez daha anladık. Ayağına gelen her topu bir saniye bile fazla tutmayan Tadic, hepsini olumlu kullandı. Tecrübeli futbolcu bir kez daha sezon boyunca takımın kilit ismi ve lideri olacağını gösterdi.
Transfer edilme nedeninin her geçen dakika biraz saha soru işareti oluşturduğu Oosterwolde de maça 11'de başlayanlar arasındaydı. Bu konuda İsmail hocayı eleştirebiliriz. Bana göre Mert Müldür Hollandalı yerine 11'de başlayabilirdi bu maça.
Kadro açıklandığında herkesin ilk baktığı bölge tabii ki 1 numaraydı. Artık performansın yanında psikolojik olarak da sıfıra yaklaşan Altay'ın yerine İrfan Can kaledeydi. Genç kaleci kurtardığı penaltı ve net fırsatların ardından, 'transfer gelene kadar kale benim' mesajını verdi.
Fenerbahçe'de bir başka transfer beklenen mevki de 6 numara bölgesi. Ancak burada da İsmail Yüksek gerçeğiyle karşı karşıyayız. Milli futbolcu sezon başından beri oynadığı her maçta performansının üstüne koyarak ilerliyor. Gelecek 6 numaranın tartışmasız bir isim olması lazım ki harcanan paraya değsin. Çünkü diğer türlü İsmail performansıyla formayı bırakmayacaktır.
Maribor ile oynanan ilk maçta olduğu gibi İrfan Can Kahveci ve Batshuayi yine sahadaydı ve iyi performans gösterdi. İlk maçta Bats'in vücut dilini beğenmesem de bu maçta İrfan'a asist yaptığı golün sevincinde arkadaşını taklit etmesi ve maç boyu yüzünün gülmesi kafasını toparladığının göstergesiydi. Ancak bu sadece ilk 11'de başladığı maçlarda olmamalı.
Anlaşılan, oynadığı her dakika övmek zorunda olacağımız Szymanski yine sahanın yıldızlarındandı. Bitmek bilmeyen enerjisi ve pas kalitesiyle izleyenleri büyülerken attığı gol de gözlerin pasını sildi...