Avrupa performansıyla tartışılan Galatasaray'ın Elfsbrog karşısına nasıl bir dizilişle çıkacağı merak konusuydu. Icardi ve Osimhen'i beraber oynatması kesin olan Okan Buruk, 4-4-2 yerine 3-4-1-2 sistemiyle başladı maça. Serie A tarihinin en etkili forvetlerinden ikisinin arkasında yine zamanında aynı ligi sallayan Mertens konumlandı.
'Avrupa'da Roma'yı yenen Elfsborg, taktik denemesi yapılacak takım mı?' düşüncelerine fırsat vermeyen Galatasaray, maça öyle bir başladı ki biz de tarihi farkı beklemeye başladık. İlk yarısı 3-0 biten maçın hakkı 5 ya da 6-0'dı. İkinci yarıya da aynı istekle başlayan Galatasaray'da Osimhen 46'da net fırsatı harcadı. Bu dakikadan sonra ise işler terse döndü. Yavaş yavaş oyunda dengeyi kuran Elfsborg, 3'lü savunmanın dezavantajı olan kanat bek ve stoperlerin arasındaki boşlukları değerlendirmeye başladı. Skor birden 3-2'ye gelince herkesin aklında Kasımpaşa maçı canlandı. Ancak maçın sonlarına doğru Yunus Akgün bireysel çabasıyla taraftarları kabustan uyandırdı.
Maçın ardından Okan Buruk bu taktiği oynamaya devam edeceğiz dese de bana göre Beşiktaş derbisi bunun için doğru bir karar olmaz. Yukarıda da belirttiğim gibi, taktiğe tam olarak alışamayan savunmalarda bekler ve stoperler arasında oluşan boşluk her fırsatta rakip kanatları karşı karşıya bırakabilir. Özellikle rakipte Rafa Silva gibi topu istediği yere atabilen bir isim de varsa Galatasaray için 4'lü savunma daha doğru bir tercih olacaktır.
Okan Buruk'un ayrıca Avrupa'daki panik halini de çözmesi gerekiyor. Oynadığı 3 maçta da öne geçen ve RFS rezaleti olmasa 9 puan toplayacak olan Galatasaray, 3 puanda da kalabilirdi. Maçlar 45 dakika olsa şampiyonluğun favorisi olacak olan Aslan, ikinci yarılarda ise bambaşka kimliğe bürünüyor. Bu 3 maçta rakipler kalite seviyemizin altındaydı ancak sıradaki Tottenham maçı şakaya gelmez.