Her hafta oynadığı futbolla tartışma yaratan Fenerbahçe, fikstür anlamında ilk yarının son maçında ligin yeni ve dişli ekiplerinden Eyüpspor ile karşılaştı. Maç öncesinde kimse Fenerbahçe'nin net favori olduğunu söyleyemiyordu. Hatta puan kaybı daha muhtemeldi. Bu bile Fenerbahçe'nin Aralık ayında hala elle tutulur bir performansının olmayışının işareti.
Evet Eyüpspor güçlü bir takım. Direkt bir oyun planı var. Kapanan bir takım değil. Ama Jose Mourinho'nun sahaya çıkardığı 11, tezatlıklar barındırıyordu. Sanki karşısında kapanan bir takım varmışçasına Tadic ve İrfan Can gibi oyun kurucu kanatlar ile maça başlanırken forvette doğru tercih olarak En-Nesyri'yi gördük. Eyüpspor'un belki de en zayıf noktası Caner Erkin'in bölgesiydi. Oraya Maximin gibi daha sprinter bir kanat oyuncusu konulup o bölge işlenebilirdi. Ya da Göztepe maçında olduğu gibi En-Nesyri kanatta kullanılıp Dzeko forvet olabilirdi. Ama karşısında oldukça formsuz ve hareketsiz bir İrfan Can bulan Caner, hem savunma görevlerini rahatça yaptı hem de Eyüpspor'un geriden oyun kurulumuna yardım ederek bulunan golde pay sahibi oldu.
Fenerbahçe'de bir diğer sorun da orta saha kurgusu. Stoperlerinin oyun kurma yeteneği olmadığını düşünen Mourinho, Amrabat'ı stoperlerin arasına getirip oyun kurmasını istiyor. Ancak böyle olunca Amrabat, Fred ve Szymanski 3'lüsünün arası çok açılıyor ve Fenerbahçe yine pasla çıkamıyor. Mourinho bu kurguyla devam edecekse devre arasında iki tane ayağı iyi stoper alınması şart.
Ne kadar teknik-taktik konuşmaya çalışsak da yine maçın önüne geçen bir hakem performansı yaşandı. Eyüpspor'a verilmeyen kırmızı kartlar, Fenerbahçe'nin verilmeyen penaltıları, Fenerbahçe'nin bulduğu gol öncesi verilmeyen faul ve Eyüpspor'un golü öncesi uydurulan faul maçı çığrından çıkarttı. Henüz ilk yarıda maçın kontrolünü kaybeden Emre Kargın, ikinci yarıda da neredeyse her pozisyonu görmezden gelerek kötü kararlarını daha kötü kararlarla örtmeye çalıştı. Her sene bunları konuşuyoruz ancak bu kadar ekonominin döndüğü işte karar belirleyicilerin rezalet olması farklı şeyler de düşündürüyor. MHK'nın istifa etmesi de yetmez, o kurula baştan aşağı bir yenilenme gelmesi şart.
