Her sabah yeni bir krizle uyanan Dünya yine zor bir haftaya giriyor. Öyle görünüyor ki içinden geçtiğimiz dönemde hiçbir ülke artık kendini güvende hissetmeyecek.
Rusya-Ukrayna krizi şimdi Almanya'ya sıçradı. Alman tanklarının Ukrayna'ya gönderilmesi yeni bir krizin kapısını araladı. Bild Gazetesi'nin alaycı bir üslupla "Alman tankları Rus topraklarına döndü" başlığını atması Rusları kızdırdı. Rusya Güvenlik Konseyi'nden Medvedev ise Rus tanklarını Berlin'e göndermekle tehdit etti.
Libya'da ise Türkiye'yi yakından ilgilendiren gelişmeler yaşanıyor. Darbeci Hafter güçleri, Libya Hükümeti'nin kontrolündeki bölgelerde güçlerini toplamaya başladı. Darbeciler, Gadamis şehrini ele geçirirse gerginlik daha da tırmanabilir. Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin yanında yeralan Libya ile ilişkilerimiz stratejik bir öneme sahip. Darbeci Hafter güçlenirse Mavi Vatan da tehlikeye girer.
İngiltere'de artan ırkçılık, Rusya ile Batı arasında kalan Sırbistan'daki Lityum krizinin bir sivil darbeye dönüşme tehlikesi, Ukrayna'daki nükleer santraldeki yangının Çernobile dönüşme riski… Bu liste böyle uzayıp gider.
Yaşadığımız krizlerin bir de ekonomik boyutu da var. Jeopolitik risklerin ardından Japonya Merkez Bankası'nın faizleri arttırması ve Yen'in değer kazanmasıyla başlayan ve resesyon endişesiyle artan belirsizlik ile Kara Pazartesi yaşadık. Piyasalar benzer bir çöküş yaşamamak için bu haftaya da diken üzerinde giriyor.
Her hafta gündemimiz değişiyor. Hafta boyunca bu konuları konuşacağız. Değişmeyen tek bir gündemimiz var: Gazze'de soykırım.
KÖTÜLÜĞÜN SIRADANLAŞMASI VE GAZZE'DE SOYKIRIM
7 Ekim'den bu yana Gazze halkı dünyanın gözleri önünde Siyonistler tarafından sistematik bir soykırıma maruz bırakılıyor. Bu kötülüğün sıradanlaştırılmasına, unutturulmasına, normalleştirilmeye çalışılmasına asla izin vermemeliyiz.
Cumartesi günü sığındıkları okulda sabah namazı kılan Filistinlilere bomba yağdırarak 100 kişiyi katleden İsrail'in barış istemediğini artık tüm dünya gördü. Dünyayı ateşkes kandırmacasıyla uyutan Batılı liderler son katliamı da "İsrail katletti" demeden basit ifadelerle geçiştirmeye çalıştı.
Bu soykırıma "Artık Yeter" diyen farklı bir isim var: Gideon Levy.
1982'den beri Filistin topraklarındaki İsrail işgaline odaklanan Yahudi gazeteci Gideon Levy, son kitabı "Gazze'nin Ölümü"nde İsrail soykırımına en üst perdeden eleştiriler yönetiyor. "Ağlamak İstiyorum, çığlık atmak istiyorum" diyen Levi'nin kitabından bazı satır başları:
'FİLİSTİNLİLERE 1948'DEN BERİ ZULMEDİYORUZ'
Gazze, 1948'den beri mülteci kamplarında en sefil koşullarda yaşayan Filistinlilerin en büyük merkezidir. Dünyanın en büyük açık hava hapishanesidir. 2.3 milyon insanı bir kafese kapattınız. Ve insanoğlunun bu deneyinden ne çıkacağını merak ediyorsanız, 7 Ekim'deki Hamas saldırısında bunu anladınız.
Şiddet ya da teslimiyet dışında önlerinde hiçbir yol yok. Onlara başka ne seçenek bıraktık. Bir devlete sahip olmalarını sağlamaya hazır mıydık?
İsrail işgali sürdürmek istedi ve hala istiyor. Varoluşsal bir tehdit altında olan halk varsa bu kesinlikle Filistinlilerdir. Onların geleceği İsrail'den çok daha fazla risk altında.
'GAZZELİLER YAPTIĞIMIZ BU ZULMÜ NASIL UNUTACAK'
Gazze'deki korkunç soykırımdan kurtulanlar adına soruyorum. Bunu nasıl unutacaklar? Gelecek nesil Filistinliler, İsrail'e karşı büyük ve haklı bir kin besleyecek.
Maalesef İsrailliler derin bir inkar ve beyin yıkama şemsiyesi altında yaşıyor. Tüm Filistinlilerin terörist olduğu inancıyla yaşıyorlar. Kaç İsrailli Gazze'ye gitmiştir? Ortalama bir İsrailli için Gazze sadece bir terör labaratuvarı.
Öldürmek için doğduğumuz, seçilmiş bir halk olduğumuz, tarihteki tek kurban halk olduğumuz, Holokost'tan sonra istediğimizi yapmaya hakkımız olduğu gibi pek çok yanlış damarlarımızda dolaşıyor.
Bu savaşta kurbanların çoğunun masum olduğunu bildiğimiz halde, İsrail ordusuna bunu önlemek için mümkün olan herşeyi yaptığını nasıl söyleyebiliriz.
'NETAHYANU SAVAŞ SUÇLUSU VE YARGILANACAK'
Netanyahu'nun konuşması ABD Kongresi için utanç vericiydi. Neyi alkışladılar, kimi alkışladılar? Çok yakında tutuklama emri ile karşı karşıya kalacak bir savaş suçlusu mu?
Her Amerikalı bu savaşta bir sorumluluk taşıyor. Bu savaş Gazze'deki sivillere karşı İsrail-ABD savaşıdır. ABD sürekli olarak "İsrail siviller konusunda daha dikkatli olmalı" açıklamalarıyla iki yüzlü davranıyor. Eğer bu katliamın durmasını istiyorsanız artık bir şeyler yapın.