BEBEK VEYA BEBEK:
Bu sevgi sözcükleri şefkatli ve samimidir. Erkekler tarafından sıklıkla yakınlık ve partnerleriyle özel bir bağ ifade etmek için kullanılır. Birine "bebeğim" demek rahatlık, aşinalık ve aidiyet duygusunu ifade eder. "Sen benim için özelsin ve sana bağlı hissediyorum" demenin bir yoludur.
AŞKIM: Bir erkek birine aşkım diyorsa bu derin ve samimi bir sevgiye işarettir. Bu ifade sıklıkla ilişkiye ciddi bir bağlılık ve duygusal yatırımı ifade etmek için kullanılır. Kişinin sadece önemli bir kişi değil, aynı zamanda sevgi ve şefkatinin birincil nesnesi olduğunu anlatır.
TATLIM: Tatlım, şefkati ifade eden sıcak ve nazik bir terimdir. Genellikle erkeğin diğer kişiye derinden değer verdiğini ve ona nezaket ve anlayışla davranmak istediğini göstermek için kullanılır. Bu kelime, duygusal bağlantıyı vurgulayan sevgi dolu ve besleyici bir tavrı yansıtır.
BALIM: Bu kelimeler, şefkat ve ilgiyi ifade eden klasik sevgi sözcükleridir. Genellikle günlük etkileşimlerde sevgi ve sıcaklığı ifade etmek için kullanılırlar.
Bir erkek "honey" veya "hon" kelimelerini kullandığında, muhtemelen tatlı, şefkatli bir tutum ve sevgi dolu, destekleyici bir ilişki sürdürme arzusunu ifade ediyordur.
SEVGİLİM: Derin sevgi ve saygıyı ifade eden biraz daha resmi bir sevgi terimidir.
Genellikle şefkat anlarında veya derin duyguları ifade ederken kullanılır. Bu kelime, kişinin çok değer verildiğini ve çok değerli olduğunu, güçlü bir duygusal bağ olduğunu ima eder.
GÜZELİM: Bir erkek birine "güzel" dediğinde, bu sadece fiziksel görünümle ilgili değildir; genellikle o kişiye bir bütün olarak hayranlık duyduğunu ifade eder.
Bu terim, o kişiyi hem içten hem de dıştan çekici bulduğunu ifade etmek için kullanılır. Bu, onun güzelliğini, kişiliğini ve özünü takdir ettiğini söylemenin bir yoludur.
KRALİÇEM: Birinden "kraliçem" diye bahsetmek, onu bir erkeğin hayatında onurlu ve önemli bir yere yükseltir. Derin bir saygı ve hayranlığın yanı sıra, o kişiye en üst düzeyde özen ve saygıyla davranma arzusunu ifade eder. Bu terim, genellikle kişinin hayatında merkezi ve değerli bir rol oynadığını ifade etmek için kullanılır.
HAYATIMIN AŞKI:
Bu cümle, kişinin bir erkeğin hayatındaki en önemli ve sevilen birey olduğunu belirten güçlü bir aşk beyanıdır. Uzun vadeli bir bağlılığı ve o kişiyle birlikte olmaktan gelen bir tamamlanma hissini ifade eder. Genellikle ilişkiyi kalıcı ve derinden tatmin edici olarak gördüğünü iletmek için kullanılır.
MELEĞİM: Birine "melek" demek, adamın onları saf, nazik ve iyiliklerinde neredeyse uhrevi olarak gördüğünü ima eder. Bu, genellikle kişi özellikle nazik veya sevgi dolu bir şey yaptığında kullanılan, bir hayranlık ve hayranlık duygusunu ileten bir terimdir. Kişinin karakteri ve eylemlerine karşı derin bir takdiri yansıtır.
RUH EŞİM: Bir erkek birinden "ruh eşi" olarak bahsettiğinde, bu onunla derin, ruhsal bir bağ hissettiği anlamına gelir. Bu terim, birlikte olmaya mahkum olduklarına ve aralarındaki bağın fiziksel veya duygusal olanın ötesine geçerek ruhsal olana dokunduğuna inandığını ima eder. Derin bir birlik ve anlayış duygusunu dile getiren güçlü bir sevgi ifadesidir.
GÜNEŞ IŞIĞIM: Birine "güneş ışığı" demek, onun hayatına ışık ve mutluluk getirdiğini söylemenin bir yoludur.
Bu, kişinin varlığının günlerini ne kadar aydınlattığını ifade eden eğlenceli ve neşeli bir terimdir.
Bu terim genellikle kişinin ruh hali ve hayatı üzerinde olumlu, canlandırıcı bir etkisi olduğunda kullanılır.
BUNU BİLİYOR MUYDUN?
Japonya'da "Sarılma Kafesi" adı verilen bir mekân, stresli ofis çalışanlarına bir dinlenme alanı sunuyor.
Müşteriler, profesyonel bir şekilde sarılmak üzere bir çalışan kiralayabiliyorlar.
Bu hizmet, fiziksel temasla rahatlama sağlamak için oldukça popüler hale geldi ve çok sayıda insan bu tuhaf ama rahatlatıcı hizmetten yararlandı.
GülüYorum
@KEnginar Komşuya bizden su gidiyormuş, usta bakmaya geldi. "Banyo ne zaman yapıldı?" diye sordu, boşluğuma geldi "En son dün duş aldım" dedim...
TESPİTLİ YORUM
@skylerisabitch Apartmanda yaşadığım ne zaman aklıma gelse beynim duruyor. 2 metre altımda başka insan uyuyor, nasıl bir ortam bu, niye kabul ettik biz bu düzeni?