Güzellik tarihi

Lütfi Albayrak

LÜTFİ ALBAYRAK

Eklenme Tarihi 9 Ocak 2025

Eski Mısır'ın mavi göz farı: Eski Mısırlılar, güzellik için göze mavi far sürmek adına ezilmiş böcekler ve bakır kullanırlardı. Amaç sadece güzel görünmek değil, aynı zamanda tanrılara daha yakın hissetmekti.
Düşünsene, makyaj yaparken bir böceği ezmek zorundasın!
Diş çekmek moda olmuştu!: 18. Yüzyıl'da İngiltere'de diş çürükleri moda oldu. Çünkü şeker tüketimi zenginliğin simgesiydi! Hatta bazı insanlar çürük dişli görünmek için dişlerini çektirip yerine siyah boyalar sürdürüyordu. Bugün kahveyle uğraşıyoruz, onlar direkt çürümeyi hedeflemiş.
Ortaçağ'da alın güzelliği: Ortaçağ'da büyük alınlı kadınlar güzel kabul edilirdi. Bu yüzden bazı kadınlar, daha geniş bir alın için saçlarının ön kısmını traş ediyordu. Şimdi alın geniş diye üzülenlere duyurulur: Zamanında güzellik standardıydınız!
Radyoaktif güzellik kremi: 1920'lerde piyasaya sürülen bazı güzellik kremleri ve toniklerin içinde radyoaktif maddeler bulunuyordu! "Radium" adı verilen bu ürünler "ışıltılı bir cilt" vaat ediyordu...
Kelimenin tam anlamıyla ışıltı! Ancak sonuç: Daha fazla ışımaktan öte sağlık sorunları oldu.
Salyangoz maskesi:
Günümüzde de ilginç güzellik trendleri var.
Örneğin, Japonya'da yüzünde salyangozların dolaşmasına izin vermek bir güzellik uygulaması.
Cildiniz nemli kalacak diye o salyangozu yüzünde tutmak cesaret istiyor.
Kaşların sonu: Antik Yunan'da güzel kabul edilmek için kaşlar tamamen alınırdı ve tek bir düz çizgiyle kaşlar boyanırdı. Şimdi kaş kalemiyle uğraşanlara selam olsun, onlar direkt 'birleştirip' geçiyormuş.
Gülümsemek yasak!: Viktorya döneminde, kadınların açık şekilde gülümsemesi "düzensiz ve utanç verici" olarak görülürdü. O dönemde kadınlar düğün fotoğraflarında bile ciddi pozlar verirken aslında gülebilmek için fırsat kolluyordu. Şimdi herkes "selfie" modunda!
Ten rengi için kurşun: Antik Roma'da kadınlar daha solgun görünmek için yüzlerine kurşun bazlı kozmetikler sürerdi. Kurşun zehirlenmesi bir yana, bu ürünleri kullananların yüzleri giderek morarmaya başlıyordu.

BUNU BİLİYOR MUYDUN?
Edinburgh'da 1700'lerde şehir konsey üyeleri, yeni icat edilen sokak lambalarının şeytanın bir işi olduğunu düşünerek panik yapmıştı.
Sokaklar geceleri çok karanlık olduğu için, lambalar halk için bir devrimdi. Ancak konsey üyeleri, lambaların "geceyi gündüze çevirerek doğaya meydan okuduğuna" ve bu nedenle "şeytanı çağıracağına" inanmıştı.
İnsanlar bir süre karanlıkta oturmaya devam etti!

GülüYorum
@avukatergunn Dik duran kadınları takdir ediyorum, boşanma davasında kocası müvekkilime sataştı, çok canını yakacağım diye.
Ben olmasam ocağın altını yakamayan adamsın, canımı yakacakmış, artistlik yapma, işine bak diye kapak yaptı bizimki.

TESPİTLİ YORUM
@picadambaattin Paran kadar konuş deseler "Tamam" bile diyemem lan.