Yalakalık, söz ile yapılan heykeltraşlıktır:
Her övgü, patronun egosundan bir heykel yontar; ne kadar büyük, o kadar etkileyici...
İltifat, ölçülüyse sanattır:
"Efendim çok zarifsiniz" güzeldir, "Efendim siz zarafetin yürüyen hali gibisiniz" biraz fazla yağlı boya.
Yalaka, kelimeleriyle ortamın feng shui'sini ayarlar:
Güçlülerin enerjisi merkezde, diğerleri kenarda; dekoratif olarak.
Yalakalık bir balettir:
Sessiz, zarif, incelikli...
Yanlış adımda düşülür, ama iyi oynanırsa alkış garantidir.
Her 'Siz zaten öyle bir lidersiniz ki' cümlesi, görünmez bir portreye atılmış fırça darbesidir:
Ne kadar çok övgü, o kadar belirgin bir siluet.
Yalaka, kelimelerle müzik yapar:
Cümleleri ahenkli, ses tonu tınılı; bazen bir caz doğaçlaması gibi "ne dediği değil, nasıl dediği" önemlidir.
Gerçek bir yalaka, eleştiriyi bile övgü gibi sunar:
"Bu eksikliği ancak sizin gibi biri fark edebilirdi" repliğiyle sanatçılığını konuşturur.
Yalakalık, gölge sanatıdır:
Patron ışıkta parlar, yalaka onun silueti gibi sessizce takip eder.
İyi bir yalaka, varlığını hissettirir ama hiç görünmez:
Tıpkı bir tiyatro sahnesinin arkasındaki ışıkçı gibi, bütün etki onun eseridir ama alkış hep başkalarınadır.
Yalakalık, anlık bir enstalasyon gibidir:
Ortam değişir, patron değişir, yalaka anında uyum sağlar; kamuflaj yeteneği yüksektir.
Yalaka, her ortama uygun bir sanat eseridir:
Ofiste klasik müzik gibidir, düğünde halay başı, plazada soyut tablo.
Söylem biçimi yalakalığın çerçevesidir:
Aynı cümle "samimi övgü" mü yoksa "kâr amaçlı yorum" mu, çerçevenin kalitesiyle anlaşılır.
Yalakalık, performans sanatlarının en zorudur:
Her an tetikte olmayı, mimik kontrolünü, anlık duygusal dönüşleri içerir.
Yalaka, toplumsal hiyerarşinin ressamıdır:
Kim en üstte, kim ortada, kim hiç yok... Tabloda herkesin yeri onun davranışıyla çizilir.
BUNU BİLİYOR MUYDUN?
Polonya'da bir sabah yetkililer uyanıyor:
Şehrin dört bir yanında 37 trafik lambası çalınmış.
Kökünden sökülmüş, vidaları dikkatlice sökülmüş.
Ama kamera kaydı yok, tanık yok, ses yok.
Tahmin edilen:
Bir inşaat kamyonuyla sabaha karşı "çok ciddi" bir şekilde çalınmış.
Ama neden?
Kim ne yapar 37 trafik lambasını?
Hâlâ bilinmiyor.
GÜLÜ YORUM
@biresmi Konya'daki bir mağazanın kapanmadığı halde "KAPANIYORUZ" sloganına haksız rekabetten dava açılmış.
Mağaza sahibi savunma olarak "Biz bir tesettür mağazasıyız bu yüzden kapanıyoruz yazdık" demiş. Sokrates saygı duruşuna geçti be adam...
TESPİTLİ YORUM
@mrdaktirr Amerika'da bir acil uzmanı günde 10 hasta baktığı için "İnsanüstü bir nöbetti" demiş.
Ben öğle arası kantine giderken yolda 6 muayene, 8 sonuç bakma, 2 kişiye de tuvaletin yerini gösterebiliyorum.