İslam’da büyü var mıdır? Varsa nasıl korunmalıyız?

Nihat Hatipoğlu

NİHAT HATİPOĞLU

Eklenme Tarih 12 Ağustos 2022

CEVAP: Büyü veya sihir, bir takım acayip işler vasıtasıyla, başkaları üzerinde tesirler meydana getirmektir. Sihrin gözbağcılığı denilen gerçek olmayan çeşitleri yanında, gerçek netice ve etkileri olan çeşitleri de vardır. Ancak mahiyeti ve nasıl etki yaptığı bilinememektedir. İslam dini, sihri inkâr etmemiş; fakat itikadı bozduğu, tevhid inancına zarar verdiği, kötüye kullanıldığı ve kontrolü mümkün olmadığı için yasaklanmıştır. Kuran-ı Kerim'de: "Sihirbazın felah bulamayacağı" (Taha, 69) beyan buyurulmuştur. Sihir ve büyüye karşı korunmak için, Allah'a sığınmak ve muavvizeteyn denilen Felak ve Nas surelerini okumak tavsiye edilir.

SORU: Falcılık nedir? Falcıya inanmak caiz midir?

CEVAP: İnsanın güzel bir olayla veya sözle karşılaştığında iyimserliğine; kötü bir hal ile karşılaştığında ise kötümserliğe kapılması, yaratılıştan gelen fıtri bir hadisedir. Ancak iyimserlik ve kötümserliğe kapılarak bu gibi hallerin tesiri altında kalmak kişiyi evhama sevk edeceğinden kötü sonuçlar doğurabilir. Arapçadaki "F-E-L" kökünden olan fal sözcüğü iyimserlik ve iyiye yorma manasına gelmektedir. Hayırlı ve hayra teşvik edici sözler de bu kabiledendir. Bu manadaki fal için Peygamberimiz (s.a.v.) "İslam'da huzursuzluk yoktur. Ancak fal'ı (iyi sözü) beğenmekteyim" buyurmuştur. Görüldüğü üzere bir şeyi uğursuz saymak onun etkisinde kalmak yersiz ve dayanaksızdır. Bilakis ümit var olmak Allah'a güvenip O'ndan güç alarak hayatımızı değerlendirmek her Müslüman'ın görevidir. Günümüzde halk arasında fal diye ifade edilen ve kahve fincanı veya birtakım şeylere bakarak kişinin geleceği ile ilgili hususlarda hükümler çıkarmak yanlıştır. Dinimizde yeri yoktur. Günümüzdeki manası ile fal, cahiliyet döneminde müşriklerin uyguladıkları oklarla nasibini tespit etmek ve gelecekle ilgili bilgiler aktarmaktır ki, bunu yapmak ve ona inanmak dinen caiz değildir.

SORU: Çocuklarımıza isim verirken nelere dikkat etmeliyiz?

CEVAP: Babanın evladına karşı vazifelerinden birisi de onlara güzel ve anlamlı isim vermesidir. Peygamberimiz: "Kıyamet günü siz kendi isminizle ve babalarınızın ismiyle çağrılacaksınız. Çocuklarınıza güzel isim veriniz" buyurmuştur. Bu nedenle İslami örfte yeri olan ve yadırganmayacak isim olması tercih edilir. İsimlerin mutlaka Arapça olması veya Kuran-ı Kerim'de geçmesi gerekmemektedir.

BİR DUA

Sıkıntılara karşı okunacak dua:

Ey esirgeyen, bağışlayan, koruyan ve seven Allah'ım. Bütün mahlukatın kalplerini bana doğru çevir. Ey Cebrail, bütün ruhani, ulvi ve sufli tabakasının Rahman ve Rahim olan Allah'ın hakkı için onlara, işitir ve itaat ettir. Rauf ve Atuf hakkı hürmetine, Melik hakkı hürmetine, Arşı âlâ hakkı hürmetine duamızı kabul et ve bütün yaratılmışların kalplerini bana çevir.