HAZRETİ Peygamber anlatıyor: Üç kişi yolda giderken sağanak yağmura yakalanıp bir dağın mağarasına sığındılar. Sığındıkları mağaranın önüne, dağın üzerinden bir kaya düşüverdi ve mağaranın ağzını kapattı. Bunun üzerine içlerinden biri şöyle dedi: "Allah için işlediğimiz bir iş varsa hatırlayalım ve onu vesile ederek Allah'a dua edelim, belki bizi bu beladan kurtarır." Sonra içlerinden biri, "Ey Rabbim, benim pek yaşlı anne ve babam vardı, bir de küçücük çocuklarım. Onlara ben bakardım. Otlaktan koyunlarımla döndüğümde, koyunları sağar ve yavrularımdan önce anne babama süt içirir, onları beslerdim. Bir gün geç kaldım, karanlık bastıktan sonra gelebildim ve anne babamı uyumuş olarak buldum. Yine her zamanki gibi koyunlarımı sağdım, çocuklarım açlıktan ağladıkları halde, anne babamdan önce onları beslemeyi, onlara süt içirmeyi uygun bulmadım. Anne babamı uyandırmaya kıyamadığım için, sabaha kadar başuçlarında bekledim. Ya Rabbi eğer bu amelim senin yanında kabul olunup rızanı kazanmışsa, göğü görecek kadar olsun, önümüzü açıver" dedi. Allahü Teala da kayayı biraz kaldırmak suretiyle bir miktar açtı ve gökyüzünü gördüler. İkinci kişi şunları söyledi: "Ey Allah'ım, bir akrabamın kızı vardı. Onu, bir erkek, bir kadını nasıl severse öyle aşırı bir sevgiyle seviyordum. Bir gün kendisiyle beraber olmayı arzu ettim. Kanmadı, 'Yüz dinar getirmedikçe olmaz' dedi. Bu parayı biriktirinceye kadar çalıştım ve bu arzum tam gerçekleşmek üzereyken amcamın kızı, 'Ey Allah'ın kulu! Allah'tan kork ve ancak Allah'ın hakkı olan nikâh ile bana yaklaş' dedi. Bunun üzerine derhal vazgeçip kalktım. Eğer bunu senin rızan için yaptığımı kabul ediyorsan, kayayı biraz daha aç." Allahü Teala da kayayı biraz daha açtı. Üçüncü kişi ise şöyle dedi: "Ey Rabbim, ben bir miktar pirinç karşılığında, birini ücretli olarak çalıştırıyordum.
İşini bitirdiğinde'Hakkımı ver' dedi, verdim ama sonradan almak istemedi ve gitti. Ben de o pirinci ekmeye devam ettim ve ondan elde ettiğim kazanç sonunda, çobanları ile birlikte bir inek sürüsü temin edinceye kadar ekedurdum. Alacaklı günün birinde geliverdi ve 'Allah'tan kork, alacağımı ver' dedi. Ben de kendisine, 'Çobanları ile birlikte duran şu ineklerin yanına git ve onları al' dedim. Adam, 'Allah'tan kork ve benimle alay etme!' dedi. 'Alay etmiyorum, onlar senin, onları al' dedim. Ve o da aldı gitti. Ey Allah'ım eğer bunu senin rızan için yaptıysam, mağaranın kapısının kalan kısmını da aç." Allahü Teala da, mağaranın kapısını çıkıp gidebilecekleri kadar açtı ve onlar da yollarına devam ettiler.
ÇOCUKLARA DAİR BAZI NOTLAR
Sevgili anneler, bu sözlerim sizin için.
BİR AYET
"İnsanlar, 'İnandık' demekle imtihan edilmeden bırakılacaklarını mı zannederler?" (Ankebut, 2)
BİR ESMA
El-Latif: Lütuf ve ihsan sahibi, her şeye vâkıf.
BİR DUA
Hz. Âdem'in duası
Ey Allah'ım, şüphesiz ben nefsime zulmettim.
Beni bağışla ey Rabbim. Şüphesiz ki günahları ancak sen bağışlarsın, senden başka kimse bağışlayamaz. Tövbemi kabul et. Zira sen, çokça tövbeleri kabul eden ve bağışlayansın. Ey Allah'ım, senden kalbimi marifet nuru ile ebedi olarak diriltmeni istiyorum. Ya Allah, istiyorum ki rahmetinle, beni imanla canlandırasın, zira sen merhamet edicilerin en merhametlisisin.
Ey Allah'ım, dinimizi salim kıl. Bize merhameti olmayanları üzerimize musallat kılma. Bizi dünya ve ahiret rızkları ile rızıklandır.
Zira sen her şeye kadirsin.
SORU CEVAP
Haram yoldan edinilmiş para, bir kişiye aitse sahibine iade edilmelidir.
Sahibi ölmüşse mirasçılarına verilmelidir.
Onlar da yoksa, o kişi adına fakirlere dağıtılmalıdır. Haram para başka yolla edinilmiş de sahibi yoksa bu para genele ait yerlere (hastane, okul gibi) harcanabilir. Ancak bu işlerden sevap beklenilmemelidir.
Hacca giden bir kadının yanında mahreminin olmasının gerektiğini bazı âlimler söylemiştir. Doğru olan budur. Ancak kadın yanına mahrem bulamazsa, güvenilir arkadaş grubuyla hacca gidebilir. Bazı âlimler "Her türlü güvenlik varsa tek başına gidebilir" derler. Bu durumda hac kabul olur.
Altın ve gümüş dışındaki ziynet eşyaları zekâta tabi değildir. Altın ve gümüşten oluşan ziynetler ise zekâtta aranan nisaba ulaşırsa zekâta tabi olur. Bilindiği gibi altın ve gümüşteki nisap miktarı 80.18 gr ve daha fazlasıdır. Bu miktar altının üzerinden bir yılın geçmiş olma şartı vardır.