YAZININ başında Stefan Kuntz'la ilgili fikrimi net şekilde belirteyim. Kuntz iyi bir geliştirici, yetiştirici olabilir.
Ancak asla yarışmacı bir takımın bu seviyede teknik direktörü olamaz. Geçen gün A Spor yayınında da dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Milli Takımımız'ın şu anda bir teknik adam sorunu var. Ancak bu, bizim en büyük sorunumuz değil.
Yani "Stefan Kuntz gider, dertler biter" mantığı hem yanlış hem de çok tehlikeli.
Sorunlarımızı çözmemiz için öncelikle kendimizi iyi tanımalı, hatta bazı acı gerçeklerle yüzleşmeliyiz.
Biz planı, bir felsefesi, ezbere anlatılabilecek oyunu olan bir futbol ülkesi kesinlikle değiliz. Dolayısıyla geriye dönüp baktığımızda elde ettiğimiz tüm başarıları benzer ifadelerle özetliyoruz.
Enerji, hırs, mücadele, pes etmeme, savaşma...
FUTBOLUMUZLA İZ BIRAKTIK MI?
Az önce dedim ya, aslında hepimizin çok iyi bildiği ama itiraf edemediği bazı acı gerçekler var. 2022 Dünya Kupası dahil, önemli başarılar yakaladığımız tüm büyük turnuvalarda futbolumuzdan çok mücadelemizle iz bıraktık. Tek tek tüm turnuvalardaki hikayelerimizi yazmaya gerek yok.
Biraz hafızamızı yokladığımızda, başarıya giden yollardan nasıl geçtiğimizi göreceğiz zaten.
Dolayısıyla mottosu "Biz bitti demeden bitmez" olan Milli Takımımız, bir sistem, bir plan, bir metot getirmeye çalışan teknik adamlardan ziyade, en büyük silahımız olan 'enerji'yi ön plana çıkaran teknik adamları benimsedi hep.
Zaten tüm büyük başarılarımızın tamamının arkasında Fatih Terim, Mustafa Denizli ve Şenol Güneş'in olması da yaşadığımız durumu çok iyi özetliyor.
KABUL EDELİM, GAZLA ÇALIŞIYORUZ!
Amiyane tabirle bizim futbolumuz biraz 'gazla' çalışıyor. Bu nedenle o 'gaz'ı getiremeyen teknik adamlar da kötü anılarla buradan ayrılıyor. Guus Hiddink neredeyse gittiği her milli takımda iz bıraktı. Ancak burada yapamadı. Seversiniz, sevmezsiniz, Mircea Lucescu çok önemli bir teknik adam. Ancak o da çok benzer şeyleri yaşadı.
YENİSİ GELİNCE UÇACAK MIYIZ?
Uzun lafın kısası; Kuntz bence de gitsin. Peki, gidince ne olacak? Ülke futbolunun dinamiklerini, futbolcularımızın ruh halini çok iyi bilen yeni teknik direktörümüzle uçuşa mı geçeceğiz?
Keşke öyle olsa... Ama yazının başında da dediğim gibi, rahatsız edici gerçeklerimizle yüzleşmeden kısa bir süre sonra yine en başa geri döneceğiz.
Evet, Milli Takımımız'a yeni bir hoca lazım. Ancak çok daha önemlisi, yapısal bir reform, 1-2 cümlede anlatabileceğimiz bir oyun kimliği ve futbolu gerçekten bilen yöneticilere ihtiyacımız var.