FUTBOL bir sonuç oyunudur.
Bu pencereden baktığımızda Bayern Münih deplasmanında 3 puan kaybedilmiştir.
Ancak Galatasaray'ın bu yenilgiden çıkaracağı dersler kadar, geleceğe dair umutların da fazlasıyla olduğunu düşünüyorum.
Allianz Arena'da alınacak bir yenilgi (dünyada 2-3 takım dışında) son derece normaldir. Ancak nasıl kaybettiğiniz de önemlidir. Okan Buruk hem İstanbul'da hem de Münih'te herkesin ilk aklına geleni, yani önlem almayı, savunma yapmayı, 1 puan üzerinden planlar kurmayı deneyebilirdi.
Ancak Buruk zor olanı seçti.
İstanbul'da olduğu gibi dün de kendi futbolunu oynamayı tercih etti. "Öleceksem, savaşarak, kazanmayı deneyerek, zaferi hayal ederek öleyim" dedi. Ve bence günün sonunda tabeleda 2-1'lik yenilgi yazsa da Galatasaray'ın kazanımları 3 puan kadar önemliydi.
Okan Buruk hayal kuruyor.
Çünkü 2000 ve 2001'de kağıt üzerinde kendilerine hiç şans verilmeyen maçlarda zaferleri tattı. Bunu futbolcu olarak yaşadı. Şimdi kulübede, takımın lideri olarak hayal kurmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha bizlere gösteriyor. Belki 15 gün önce olmadı, dün de başaramadı. Ancak ortaya koyduğu vizyon, gelecekteki zaferlerin müjdecisidir.
"Okan Buruk hayal kuruyor. Çünkü 2000 ve 2001'de kağıt üzerinde kendilerine hiç şans verilmeyen maçlarda zaferleri tattı."