Benim de Ceceli'ye bir mesajım var…
Eski eşiniz ve İntizar'ın ilişkisi ya da arkadaşlığı hiç birimizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren tek şey; nedenini bilmediğimiz bir hınçla kamuoyu önünde bu iki kadına uyguladığınız şiddet…
Kadına şiddetin bu kadar yükseldiği bir ortamda evladınızın anasını, aslanların önüne atar gibi arenaya fırlatmanızın açıklaması hiçbir vicdanda kabul görmeyecektir.
Size naçizane tavsiyem kendinizi daha fazla küçük düşürmeden bu ucuz, düşük, kirli dil ve davranışı bir an önce düzeltmeniz. Aksi halde o masum oğlunuzun ömrü, ellerinizle kazdığınız bu kara delikten çıkmak için çırpınmakla geçecek. İnsan olarak idrak edemediklerinizi belki bir baba olarak idrak edersiniz diye yazıyorum.
O da bir ana kuzusu ve siz onu hırslarınıza kurban etmeyin lütfen…
Bu olayda ne, nasıl yaşanıyor; değer yargıları ne, beni hiç ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren tek şey o minik çocuk.
Geçen haftalarda bir arkadaşımın o kötü hastalığa yakalandığında çocuğunun okulunda arkadaşlarının kurdukları cümlelerle nasıl etkilendiğini yazmıştım.
Çocuklar acımasız; çünkü lafın nereye gideceğini bilemiyorlar. Evde duyduklarını hafızalarına kazıyıp olup olmadık yerde söylüyorlar.
Benim gözyaşlarım sadece o çocuk için dökülüyor.
Hırsım ve ağız dolusu sövmelerim de bunu düşünemeyenlere…
ÖNEMLİ BİR RİCA!
Türkiye'de 4 bin koruyucu aile var.
Ancak devlet koruması altındaki yurtlarda hâlâ 13 bin çocuk bulunuyor. Özellikle 0-3 yaş aralığında hiçbir çocuğun kurum bakımında kalmaması gerektiği belirtiliyor.
Her çocuğun aileye ihtiyacı ve hakkı vardır. Devlet korumasındaki çocukların koşulsuz sevilmeleri, güvenli bağlanmalarının gerçekleşmesi, aidiyet duygusunun gelişmesi, her durumda desteklenmeleri, özgüvenlerini geliştirebilmeleri, birebir ilgi, sevgi ve şefkat alabilmeleri, fiziksel, ruhsal ve sosyal gelişimlerinin sağlıklı olması; çoklu yaşam ortamları olan kurumun karşılayabileceği bir durum değil. Bütün bunlar ancak sevgi dolu ve güvenli bir aile ortamında mümkün. Bu nedenle aile temelli bakım hizmetleri, evlat edinme ve koruyucu aile modelleri çok önemli…
Bunun için resmi kriterler ise şöyle:
25-65 yaş aralığında olmak, TC vatandaşı olup Türkiye'de ikamet etmek, en az ilköğretim mezunu olmak, düzenli bir gelire sahip olmak. Evli ya da bekar, çocuklu ya da çocuksuz olabilirsiniz.
Ben çok güzel, sevgi dolu bir ailede yaşadım. Çok küçük yaşta babamı kaybettim. Allah, yıllar sonra annemi benden aldı. Sevdiklerinin kaybıyla sınanan biriyim. Aile olmanın ve sevginin değerini çok iyi bilirim.
Gerçekten buna hazırım ve bir çocuğum olsun istiyorum.
Sizlerin huzurunda Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'tan bu konuda bana yardımcı olması için ricada bulunuyorum.
'MUTLU AŞK DA VAR'
Yeni kitabım, daha doğrusu 10. kitabım 'Mutlu Aşk da Var!' sonunda piyasaya çıktı. Yazmak, benim en büyük ilacım; kendimi en iyi ifade ettiğim yöntem. Söyleyemediklerimin, sözle dile getiremediklerimin hepsini yazıyla çok güzel anlatabiliyorum.
İlk kitabım 1999'da yayımlanmıştı.
Aradan yıllar geçmesine rağmen yazmaktan hiç vazgeçmedim. Allah sağlık verdikçe vazgeçmeye de niyetim yok.
'Mutlu Aşk da Var'da ne mi anlattım?
Hepimiz aşkı arıyoruz, onu bulamamaktan yakınıyoruz. Aşkı bulanlar ise onu elinde tutamamaktan yakınıyor.
Sonuçta şehirde mutsuz kalabalıklar artıyor.
'Mutlu Aşk da Var'da aşkı bulmanın hiç de zor olmadığını, aşkı ille de kaybetmek gerekmediğini, geçmiş deneyimlerin acısından nasıl kurtulup, yepyeni bir başlangıç yapacağımızı anlatıyorum.