Özcan Deniz ve eski eşi Feyza Aktan yüzünden aklım karıştı. Evlenmeleri bir sorundu, boşanmaları bir sır perdesi… Şimdi de sular durulmuyor aralarında.
Aktan, fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını iddia etti. Bununla da kalmadı ve darp raporu alarak boşanmak istemesi üzerine, Özcan Deniz'in ağabeyi Ercan Deniz tarafından evi basılarak ölümle tehdit edildiğini de öne sürdü.
Benim tanıdığım bildiğim Özcan Deniz hiç böyle biri değil. Tabii ki ikili ilişkileri ben bilemem.
Artık herkesin yaptığı gibi sosyal medyasını kullanarak Özcan Deniz bir açıklama yaptı hem basını hem de kamuoyunu aydınlatmak adına. "Çamur at izi kalsın düşüncesiyle ortaya atılmış, iftira niteliğindeki suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Kurulacak çok cümle var ama ileride evladımı üzecek kayıtlar bırakmamak adına susuyorum. Ben, bu hayatta en değerli varlığım olan çocuğumu düşünmekteyim. Ve elimden alınmaya çalışılsa da, oğlumu bu çirkin kavgadan zarar görmeden kurtarmaya çalışıyorum. Onun geleceğini inşa etmek, ona maddi manevi iyi bir miras bırakmaya çalışmakla meşgulüm. Annesi hakkında ulu orta konuşmak gibi bir davranışım olmadı ve olmayacak." Ortada bir çocuk var Özcan Deniz'in dediği gibi… Biraz önce de dediğim gibi benim tanıdığım adamın cümleleri bunlar.
Kurduğu cümleler beni hiç yanıltmadı.
Umuyorum ben yanılmıyorum ve kalpten söylemiştir.
Televizyonlarda izliyoruz, gazetelerde okuyoruz birçok ünlü karı kocanın çocuklarını unutup yıllara sayfa sayfa bıraktıkları konuşmaları hakaretleri ithamları… Özcan Deniz bu davranışıyla örnek olsun.
Ben burasından bakıyorum…
AŞIMI OLACAĞIM
"Ben aşı yaptırmam diyenler birer vatan hainidir. Onlara kız bile vermeyeceğiz. İnsan vücudunun dokunulmazlığı nedeniyle mecbur etme şansımız yok ama kurallar koyacağız, devlet dairelerine bile giremeyecekler, otobüse binemeyecekler. Başka çaremiz yok" diyen Prof. Dr. Bingür Sönmez bir an devlet başkanı falan sandı.
Ben kendisini çok seven sayan ve mesleğine üstatlığına çok saygı duyan biriyim. Ama içsel kırgınım ben.
Sonrasında ben öyle demek istememiştim dese de vatanına, bayrağına sevdalı bana vatan haini deme hakkı yok kimsenin.
Aşı gündeme geldiğinde ben de çok karasız kaldım. Anketlere baktım, forumları okudum. İlk izlenimim asla olmayacağımdı. Sonra zamanla olanlara ve yakın çevremden gönüllü olanlara baktım.
Ve Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımız da olunca fikrim değişti.
Ne kadar bilinçli olsam da sosyal medya yorumları insanın içini bulandırıyor. Yaşayarak ve tecrübe ederek anlıyor insan.
O gelgitleri yaşarken içsel birinin beni vatan hani ilan etmesi hak verirseniz ki hiç hoşuma gitmedi.
Ben aşımı olacağım. Hem kendi sağlığım için hem de sevdiklerimin sağlığı için. Siz de benim gelgitler yaşadıysanız bunu düşünün.
SERDAR'IN KISA CEVABI
Ceylan Ertem geçenlerde "Serdar Ortaç'ı görmeye dayanamıyorum. Ahmet Kaya'nın kalbini kırdılar, onu ülkesinden uzakta kalp krizinden kaybettik. Bazıları tarihte iz bırakır, bazıları da öyle olmadıkları halde para kazanır" diye bir çıkış yapmıştı. Aradan yıllar geçmiş, o dönem neler yaşandığını bilmeyen biri neden böyle bir açıklama yapar!
Gençlik hatası denir, cahillik denebilir ve özrünü de dilemiş bir adam Serdar Ortaç… Benim inancıma göre sadece Ahmet Kaya'nın eşi ve kızı bir şey söyleme hakkına sahip Serdar Ortaç'a; onun dışında kimse bir şey diyemez.
Serdar Ortaç da Ceylan Ertem'in sözleri sorulduğunda "Ben mesela, Mazhar Alanson'a, İbrahim Tatlıses'e bir eleştiri yapmayı haddim olarak görmem. Müziklerini sevmesem dahi onları incitecek bir şey söylemem. Böyle terbiye almışım. Herkes yerini bilecek. Bu kadar söylüyorum" diye kısa ve net bir cevap vermiş.