Hava çok güzel değildi ama yazın müjdecisiydi. Benim olduğum yer golfçülerin olduğu bir yerdi. Golf tutkunları açık havanın ve golfun keyfini çıkardılar bol bol. Çay saatinde yan masamda oturan 4 hanımın muhabbetine kulak misafiri oldum. Utanmasam gidip masalarına oturup tek tek tanışıp sohbet edecektim. Dört ayrı karakter, dördü de birbirinden havalı. Eşleri golf oynarken onlar da birbirlerine hava atmakla meşguldü… Konuşmaları sadece lüks markalar üzerineydi. Sohbete ilk olarak saatlerden başladılar. "O saati aldım", "Ben bunu aldım", "Aaa sen kazıklanmışsın" ve "Nişantaşı'nda şurada daha uygun bu saat" şeklinde sohbet uzadı. İçlerinden biri "Ben 250 bin TL verdim saate" dedikten sonra artık kulağım hep onlardaydı.
Sonrasında konu, Hermes çantalara geldi. Onlar konuşurken ben de bir yandan konuştuklarına Google üzerinden telefonumdan bakıp notlar almaya başladım.
Victoria Beckham'ın Hermes Birkin koleksiyonu milyonlarca doları buluyor.
ALMAK KOLAY DEĞİL
1981 yılından beri çok sayıda kadının hayalini süslüyormuş Hermes… Birkin çantalar, konularıydı hanımların.
Hepsinin en az ikişer adet Hermes Birkin çantası varmış. Kırmızı olan hepsinde var ama asıl diğer renklerine sahip olmak istiyorlar.
Hermes'in Emaar İstanbul AVM'deki dükkanda çalışan bir satıcı ya da müdür dördünün de kankası… İki de bir onu arayıp detay sordular.
Konuşmalardan anladığım; Hermes Birkin bazılarına göre mükemmelliğin tarifi… Yıllar süren bekleme listelerine girmenin göze alındığı, bir arzu nesnesi ve on binlerce doların gözden çıkarıldığı bir moda ikonu. Bazıları içinse uçuk fiyatlar nedeniyle kavuşmanın neredeyse imkansız olduğu bir platonik aşk… Hermes çantaları elinizi kolunuzu sallayarak mağazaya gidip almak mümkün değilmiş; onu anladım.
Gidiyorsun mağazaya, istediğin çantanın renk seçeneklerinden üç alternatif belirliyorsun. Seni listeye alıyor. Sonra satıcı, hakkında verdiğin bilgileri merkeze kısa bir bilgi olarak geçiyor. O çantayı takıp takamayacağın hakkında referanslısın; merkez bu konuda karar veriyor.
Üç ay bekliyorsun çantanın gelmesini ve seçtiğin alternatiften uygun gördüklerini sana yolluyorlar.
KUTLAMA YAPTILAR
Bu dört hanımın da beklediği ve her biri ayrı bir renk olan Hermes Birkin çantalar var. Masaya konu olan çantaların en düşük fiyatı da 70 bin TL. İçlerinden biri, özellikle tek elinde olmayan bir rengini istiyor Hermes Birkin'in… O modeli çok istiyor ama bir türlü sıra gelmemiş. Öyle bir anlatıyor ki; sanırsınız dünyanın sonu. Arkadaşı da onun bu problemine çok üzülüp hemen bir çözüm buldu. Bu çözüme inanamadım. Bir arkadaşı o renk çantayı sipariş vermiş, kendisine gelmiş ama sevmemiş. Ondan satın alabileceğini söyledi. Masadaki sevinci anlatamam.
Piyasası varmış bunun. Hatta hanımlar gidip çantaları Hermes mağazasından örneğin 70 bin TL'ye alıp 100 bin TL'ye satıyorlarmış.
Masada da aynısı oldu… Masadaki hanım, o çok istediği renkteki çantayı tam 145 bin TL'ye pazarlıkla aldı. Bir şampanya açıp kutladılar bu alışverişi.
Düşünsenize evde çantadan servet yatıyor… Evinizde 80 bin TL'lik üç tane çantanız olsa 240 bin TL yani bir daire parası dolapta yatıyor. Ya da bir işçinin kaç yıllık maaşı kollarda!..
Coronavirüs salgınında pek çok şeye olan talep düşerken Hermes çantalara olan ilgi ise patlamış anladığım kadarıyla.
Ortalama 140 bin TL'yi bulan fiyatlarla satılan Hermes Birkin ve Kelly çantalar, şirketin 2020'nin son çeyreğindeki satışlarını yüzde 12.3 artırarak 2.1 milyar euro'ya ulaşmasını sağlamış. Restoranlar, kafeler ve sinemalar kapanırken; tiyatro, konser veya spor müsabakalarına gitmek de neredeyse hayalken; en önemlisi insanlar geçim sıkıntısı çekerken başka bir hayatın olduğunu da görmek çok ilginç…
Bahar Şer ve Beyza Uyanoğlu, Hermes tutkunu sosyetikler arasında…