Kısa yazacağım bugün. Ama önemli bir konuya değineceğim. Biraz amiyane tabirle başlık attım özür dilerim. Lakin İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde meydana gelen patlamayla ilgili haberi alınca, aynen böyle düşündüm.
Artık bu numaralar sökmez. Darbelere giden yolların ilk kilometresi hep aynı duraktan kalkan taşıt araçları gibi.
60-70-80'lerde önce üniversite gençliği birbirine düşürülüp kırdırılır, öğrenciler terrorize olur, ardından seri silahlanma başlar, olaylar sokağa taşar, halkın can damarlarına kadar tümör hücreleri sokulur, yayılır ve memleket baştan uca yangın yerine döner.
Kurtarıcıdan kurtulmak
Sonra da bu kaostan sert bir yumruk darbesi kurtarır bizi(!) uçurumun kenarından. Yine aynı tezgah devreye sokulmak isteniyor gibi gelmedi mi size de. Hem de manidar bir şekilde Hukuk Fakültesi'nin tuvaletindeki klozetlerin yanında patlamış o bomba mı düzenek mi her neyse...
Peki zamanlaması nedir? Emniyet yetkililerinden alınan bilgiye göre, Hukuk Fakültesi'nin önünde basın açıklaması yapmak üzere bir grup öğrenci toplandığı sırada, fakültenin kadınlar tuvaletinde bir meydana geliyor. Ses bombası olma ihtimali yüksekmiş diyorlar. Duyumlarımıza göre, olay yerinde, yani tuvalette bulunan 3 öğrenci patlamadan etkileniyor ve biri kulağından hafif yaralanıyor. Öğrencilerin patlamadan etkilenmedik bir kulağının arkası kalmıştı o da oldu.
Sanırım gençlerimiz de bu aşağılık tezgahın hangi eller tarafından tedavüle sokulmak istendiğini iyi kavramışlardır.