Ankara'nın kulislerini ya resepsiyonlarda ya yemeklerde alırsınız.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla TBMM'de düzenlenen resepsiyon, her yönüyle kulis için çok elverişliydi.
Her fırsatta Cumhuriyet'i kuran parti olduklarını söyleyen CHP'nin Genel Başkanı dışında tüm liderler, Cumhurbaşkanı Erdoğan dahil, TBMM'nin bu özel gününde hazır bulundu.
Resepsiyonun, 23 Nisan özel oturumundan sadece birkaç saat sonra yapılması, biz gazeteciler açısından burada yaşanan gerginlik sonrası yorumları alabilmek adına da verimli bir ortam oldu.
Detaylara girmeyeceğim, dünkü gazetelerde haberleri okudunuz. Ama benim söylemeden geçemeyeceğim birkaç ayrıntı arasında;
CHP Lideri'nin son 4 aydır bilinçli olarak siyaset üslubu haline getirdiği ve gün geçtikçe tırmandırma üzerine de ısrarlı olduğu "gerginlik politikası" Genel Kurul'daki konuşmasında da ortaya çıktı.
Seçim yaklaştıkça, millete sunacağınız doğru düzgün bir projeniz ve icraatınız yok ise; kavga çıkarmak siyasetin doğasında vardır.
Nitekim; Kemal Bey'in de düpedüz yaptığı bundan ibarettir. Milletin somut beklentilerine somut çözümler ve öneriler sunmak yerine yalan-yanlış sözlerle kavga çıkartıp, bunu siyasetin bir gereği olarak sunma durumu artık eski Türkiye'nin konusudur.
Son 15 yıldır büyümeye, çözümlere, refaha alışan ve yeni Türkiye'nin yeni siyaset tarzına alışan millet, artık eski Türkiye alışkanlıklarına pirim vermiyor. Bunu bilen biliyor ama bilmeyen Kemal Bey'e de anlatmak gerek...
GÜNÜN FOTOSU
Üst akıl operasyonu ile Kemal Kılıçdaroğlu tarafından paket halinde CHP'den İyi Parti'ye kiralanan milletvekillerinin utancının resmidir.
YERLİ-MİLLİ VE CİDDİ
Bugünlerde Ankara epey hareketli. Malum; seçimlere iki aydan daha az bir süre kalınca; hem partilerde adaylık heyecanı hem de adaylık yarışı hızlandı.
Milletvekili sayısı 600'e çıkınca ve yeni sistemde yasamanın gücü daha da artınca vekillik de hayli cazip hale geldi.
AK Parti ve MHP'de adaylık başvurusunda rekor sayılar bekleniyor. Henüz başvurular resmen başlamadı ama aday adaylığını ilan edenler binleri aştı bile.
Bu seçimin bir başka hareketi ve bereketi;
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili.
Bu konuda cumhur i ttifakı partileri rahat; çünkü onlar aylar öncesinden Cumhurbaşkanı adaylarının mevcut Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu açıkladılar. Gel gelelim; muhalefet tarafı için durum hiç de kolay değil.
Ana muhalefet partisinin lideri adaylığa yanaşmayıp, hem kendi partisi içinden hem de dışından aklınıza gelen hemen herkesi adaylığa sevk edince; tam bir aday enflasyonu yaşandı desek yeridir.
Bir yerde bu dağınıklık, diğer yanda yerli ve milli ve buna bir de ciddiyeti ekleyelim, ciddi bir ittifak olunca; tercihin nereden yana olacağını gelin siz tahmin edin.
Yapılan anketler kadar, kendi yaptığınız nabız yoklamaları da önemli. Ve; her ikisi de gösteriyor ki; yerlimilli ve ciddi ittifak tarafı ve adayı, ilk turda rahatlıkla bu seçimi alacak.
ADAY DEĞİLSEN İDDİAN DA KALMAZ
A Haber ve atv ekranlarında çıktığım yayınlarda söylediğim bir iddiamı Takvim okurlarına yazılı da tekrarlamak isterim.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile sistemde şöyle bir değişiklik oluyor.
Eğer bir partinin Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı adayı olmuyor ise Türkiye'yi yönetme iddiasından da vazgeçmiş demektir.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun tüm ısrarlara rağmen aday olmaması, ülkeyi yönetme gibi bir iddiası olmadığının ilanı olarak yorumlandı. Ki; bu yorumu yapanların CHP'li olduğunu da söyleyelim.
Gelelim, bu yazının başındaki iddiama; aday olsun olmasın bu seçim, Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanı olarak gireceği son seçimdir.
7 kez seçim kaybetmiş bir Genel Başkan olarak girdiği 8. seçimi de kaybedecek olan Kılıçdaroğlu'nu daha fazla Genel Başkan olarak tutmayacakları noktasında birleşiyor pek çok CHP'li.
NOKTA...
DERİN SÖZ
Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve onun kadar alçalamaz.
HOLDERLİN