Bugün biraz CHP kulislerine bakalım neler oluyor diye dedik, HDP ile belli yerlerde işbirliği veya ittifak dahil her ihtimalin değerlendirildiğini öğrendik!
Gerçi geçmişte Haziran seçimlerinde de Kasım seçimlerinde de bu ittifaktan kaçınmayan CHP, 24 Haziran seçimlerinde; "Her evden HDP'ye 1 oy" kampanyası da yürüterek bir adım daha ileriye götürmüştü bu işbirliğini.
Şimdi diyebilirsiniz ki;
HDP, seçime de girebilen legal bir parti, bir diğer parti ile ittifak yapmasının ne mahsuru olabilir?
Olaya bu açıdan bakar iseniz; evet haklısınız.
İsteyen her parti, istediği her parti ile ittifak da yapar, işbirliği de.
Ancak; siz eğer her seferinde "Cumhuriyet'i kuran partiyiz, Atatürk'ün partisiyiz. Bizim 6 okumuzda ulusalcılık da var, devletçilik de..." der; bir de gidip tüm bu değerlere karşı, hatta düşman olduğunu ilan eden; federasyon istediğini parti programına bile alan ve on binlerce şehidimizin ölümünden sorumlu terör örgütü PKK'nın öldürülen teröristlerinin cenazelerine omuz verip, taziye evlerinde taziye veren ve PKK'lıların cenazesine katılmamayı bir parti suçu olarak görüp, buna uygun işlem yapacaklarını kamuoyuna açıklayacak kadar ileri giden bir parti ile ulusalcı ve devletçi bir parti nasıl işbirliği içine girer anlamak mümkün değil.
Zaten; gerçek CHP'li taban, bu durumdan öyle rahatsız ki, bu tepkilerini "Bu zihniyetteki parti yönetimi değişmeli" çağrısıyla kurultay toplama çalışmaları ile gösterdi zaten ve göstermeye de devam ediyor.
BAŞKAN Erdoğan ve Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, Bişkek'te Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı'nca yaptırılan Bişkek Cumhuriyet Merkez İmam Serahsi Cami'nin açılış törenine katıldı. Açılışa, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da katıldı.
Kılıçdaroğlu'na git kavgası bitmiyor!
CHP'DEN açıldı söz, onunla devam edelim.. 24 Haziran seçimlerinden tam 65 gün sonra Parti Meclisi toplantısında sonuçların masaya yatırılması, haliyle gerginliğe sebep oldu.
Gerçi kurultay süreci dahil CHP'de gerginlik ve tartışma eksik olmaz elbette ama bu sefer hem de CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun önünde sözlü ve hatta fiziki tartışma olunca işin rengi biraz değişti.
PM toplantısında söz alıp seçimle ilgili değerlendirme yaptıktan sonra aynen şöyle dedi PM üyesi Necati Yılmaz: "9 seçim kaybettiniz ama koltuğu bırakmıyorsunuz.
Sizinle olmuyor, bundan sonra da olmayacak.
Sizin anahtarınız bu kilidi açamıyor." Yılmaz'ın bu sözlerine cevap Grup Başkan Vekili Engin Özkoç'tan hem de çok sert geldi:
"Sen genel başkanla nasıl konuşuyorsun?
Terbiyeni takın" diyerek ayağa kalktı ve sonra araya girenler sakinleştirdi.
Bütün bunlar gözleri önünde olurken hiçbir müdahale etmeyen ve sessizce izleyen Kılıçdaroğlu da ortalık sakinleşince toplantıya bıraktığı yerden devam etti!!
Hökümet'i hükümet anlarsan!
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, geçen hafta dost ve kardeş Azerbaycan'a yaptığı ziyarette gazetecilerle sohbet ederken kendisine CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel'in bir eleştirisi hatırlatıldı.
Yıldırım, memleketi Erzincan Refahiye'de yaptığı bir konuşmada "Hükümetten sesleniyorum" demiş ve CHP'li Özel de "Binali Bey kendisini hala hükümette zannediyor" demişti.
Binali Bey her zamanki esprili üslubuyla şu açıklamayı yaptı:
"Özgür Bey işin esprisini anlamamış. Benim memleketim Refahiye ve köylerinde, hükümet dediğinde Refahiye anlaşılır, yani kaymakamlığın bulunduğu ilçe, oralarda hükümettir. Yerel dilde de hökümet denir. Ben de 'Hökümetten sesleniyorum' dediğimde herkes Refahiye'den seslendiğimi anladı. Ama Özgür Bey bilmediğinden garibim öyle yorumlamış. Oradan da bir iş çıkarıp bize laf söylemek için biraz zorlama bir söz söylemiş!"
DERİN SÖZ:
EN vefakar dostumuz bölgemizdir. O da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler... CENAP ŞEHABEDDİN