Bu yıla kadar son 3 yıldır dünyadaki genel ekonomik durumla da alakalı olarak üst üste pek parlak geçmemişti turizm. Ama, bu yıl çok şükür ki; hem sosyal hem ekonomik açıdan son derece başarılı bir sezon yaşandı. 40 milyonu aşan turist sayısı ile neredeyse dünyanın rekorunu kırarken, sektör temsilcilerinin de yüzü güldü. Sektörün içinden gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy'un göreve geldiğinden bu yana attığı adımlar ve yaptığı açıklamalar umutları daha arttırdı.
Önümüzdeki yıl için ülkemize gelecek turist sayısını arttırmak amacıyla reklam ve tanıtım çalışmalarına ağırlık vereceklerini söyleyen Bakan Ersoy, ilk kez uzun zaman sonra en yetkili isim olarak "Nitelikli turist, nitelikli turizm" hedefini ortaya koydu.
Türkiye aleyhine yurt dışında yürütülen kampanyaları boşa çıkarmak amacıyla Türkiye algısını doğru anlatan tanıtımlara ağırlık verilecek ve yeni mecralar kullanılacak.
Yani; youtuberler, instagram, trendsetterlar üzerinden yürütülecek ve sosyal medyada ses getirecek tanıtım kampanyaları ile Türkiye'nin ve turizmin algısını değiştirme yoluna gidilecek. Benim yıllardır savunduğum şey ise;
Türkiye'nin sadece 100 gün üzerinden turizm gelirine mahkum kalmaması ve 12 aya yayılacak şekilde turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi en önemli konu.
Bunu golf sahaları, hatta sağlık ve yaşlı turizmin iklim ve ulaşımı uygun belli yerlerde geliştirilmesiyle birlikte Bakan Ersoy'un sözünü ettiği nitelikli turistin gelmesinin sağlanması, böylelikle turizm gelirlerinden kişi başına düşen 1200 dolarlar yerine 11-12 bin dolar hedefine ulaşılması kesinlikle hayal değil.
Bu sadece turizm gelirlerinin 10 misli artması değil, aynı zamanda istihdam konusunda da çok pozitif katkı yapacağı da çok açık.
Tek millet iki devletin en güzel fotoğrafı..
Tasarruf öyle değil böyle yapılır
SOSYAL, siyasal ve hatta fiili darbe girişimlerinin en sonuncusu döviz kuru üzerinden yapılmaya çalışılan operasyon oldu. Türkiye, her seferinde tüm bu oyunları güçlü lider, güçlü yönetim ve Cumhur İttifakı üzerinden şekillenen milli siyaset ve elbette millet ile birlikte atlattı. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, yeni işbirlikleri ve yeni ticaret alanları ile birlikte Türkiye'nin tek kutuplu bir dünya düzenini reddettiğini, yarattığı alternatifler üzerinden ekonomide gücünü tekrar topladığını ve toplayacağını gösterdi.
Bu arada hem kamu hem de özel sektör ve aslında 81 milyon vatandaş olarak her birimizin yapması gerekenler de var elbette. Bunların başında da israfın önüne geçmek geliyor.
Kamuda çok önemli adımlar atıldı; kamuda kullanılan araçlar ile ilgili önemli bir tasarruf tedbir paketi hazırlandı ve uygulamaya konuldu.
Geçen Çarşamba günü Resmi Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile yeni yapılacak kamu binalarının yer seçimi ve binaların enerji tasarrufu konusunda bir rehber hazırlandı. Kamu binalarının yapımında maliyeti düşürmek adına hazineye ait arazilerin kullanılması kararlaştırıldı.
Yani, özel araziler veya kiralama yoluna gidilmek yerine, Hazine'ye ait araziler üzerine yapılacak binalar.
Ayrıca, enerji tasarrufu için binaların yapımında güneş ve rüzgarın konumu da bundan sonra dikkate alınacak. Kamu binalarının işletme giderleri göz önünde bulundurulduğunda öncelikle kampüs sistemi planlanacak, böylelikle kampüste bulunan kurumların sosyal tesisleri, diğer kurumlarla da paylaşılacak.
Başkan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın da son 2 yıldır himayelerinde yürüttüğü sıfır atık projesinin kamuda uygulanmasının ardından, belediyeler ve özel sektördeki uygulamaları ile önemli bir tasarrufun sağlandığı biliniyor.
Sadece ihtiyaç olduğunda değil, her tür israfın ne kadar yanlış olduğu bilincini ne kadar yaygınlaştırırsak o kadar kıymetli bir değer yaratılacağı da kesin.
DERİN SÖZ
BİR şeylerin yoluna girmesi için, bazen de her şeyin raydan çıkması gerekir.. TS ELİOT