Yavaş Yavaş değil Haydar Haydar
ARTIK son 8 güne girince; seçmenin tercihi de daha netleşti diyebiliriz.
Seçmenin sandıkta yapacağı tercihte; adayların gösterdiği performans kadar, inandırıcılığı da etkili muhakkak. Ankara, bu seçimlerin en fazla takip edildiği, merak edildiği yerlerin başında geliyor.
CHP'nin İP ve SP ile kurduğu ittifaka HDP'nin katıksız verdiği desteğin, her geçen gün ulusalcı CHP ve milliyetçi İP tabanı ve seçmeni açısından negatif bir etki yarattığı açık. Bütün bunlara bir de Millet İttifakı'nın adayı Mansur Yavaş'ın karşılıksız çek ve vergi kaçırmak için türlü numaralar yaptığına yönelik itirafları da eklenince; Yavaş'a yönelik algının da hayli terse döndüğü ortada. Cumhur İtitfakı'nın adayı Mehmet Özhaseki, hiçbir polemiğe doğrudan girmeden, karış karış Ankara'yı gezerek projelerini anlatıyor, rakibine karşı tartışmaları başkalarına bırakıyor. Bu arada DSP'nin büyükşehir adayı Haydar Yılmaz'ın sloganı da; bu seçimin en sempatik sloganlarından biri; Yavaş Yavaş değil Haydar Haydar...
İzmirli zeybek oynamaya hazır
Her zamanki gibi iddialı konuşuyor.
Siyaset de zaten iddia ve inanç işidir. Eğer bu iki özellik yok ise; o kişide siyasetçi kumaşı olmaz, siyasete girer belki ama kalamaz.
O kendisini, çoktan kanıtladı. İddiasını da inancını da yıllardır siyasetin her kademesinde ispatladı. İşadamlarını temsil ettiği başkanlığı görevinde de Denizli'de ihracatta rekor kırdırdı. DYP'den aldığı Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda da 2 dönemde adeta destan yazdı. Destanı elbette, icraatlarıyla yazdı.
Altyapı yatırımları kadar kentin sosyal ve ekonomik-kültürel yapısını baştan aşağı yeniledi. Bu başarılar onu genel siyasete taşıdı ve orada da Ekonomi Bakanlığı döneminde, bu sefer dış ticarette bir başka destan yazıldı.
Dışişleri Bakanı'ndan sonra en fazla dünyayı dolaşan Bakan olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte Türkiye'yi, dünyanın ilk 20 ekonomisi arasında en fazla büyüyen ülke sıralamasına soktu. O şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı. Cumhur İttifakı'nın adayı olarak 3 aydır İzmir'de neredeyse sıkılmadık el, basılmadık toprak bırakmıyor.
Eşi Ayşen Hanım da en büyük destekçisi olarak, İzmirli kadınlarla birlikte hem dinliyor, hem eşine iletiyor bütün her şeyi. Pazartesi günü Ankara'da ziyaretimize gelen Nihat Zeybekci ile projelerini konuşmadık bile, çünkü İzmir'in altyapısından üstyapısına, hava ulaşımından şehir içi ulaşımına, kültürel yatırımlarından sosyal yaşamına kadar son derece gerçekçi ve bir o kadar da vizyon sahibi projelerini daha önce sizlerle paylaştık.
Kaldı ki; karşısında Millet İttifakı olarak aday olan kişinin, bırakın büyük projeler ve vizyoner olmasını, romantikliğin ötesine geçmeyen, kentin ve kentlinin hiçbir sorununa çare olmanın yakınından bile geçmeyen vaatleri gerçekten anlaşılır gibi değil.
Zeybekci, adaylık sürecinin başında İzmir'de 65 bin kişi ile yüzyüze görüşülerek çok büyük bir anket çalışması yapıldığını ve yüzde 26.5 ile genç nüfusta en ileri seviyede işsizliğin varlığının tespit edildiğini söylüyor. Normal işsizlik oranı da yüzde 14.5 ile Türkiye ortalamasının üzerinde. Fakat; buna rağmen; en önemli sorun olarak neyi gördüklerine verilen yanıtlar ilginç. Normalde işsizlik sorununun 1. sırada çıkması beklenirken; 4 ve 5. sırada çıkmış. İlk 3 sorun ne dersiniz?
Altyapı, trafik-ulaşım ve çöp sorunları! Yani;
İzmirli, Büyükşehir Belediyesi'nin kendisine sunduğu hizmetleri ilk 3 sırada en önemli sorun olarak görüyor. Fakat; oy verme tercihlerinde de ilginç bir saptama var; "Kimin Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını istersiniz" sorusuna verilen yanıtlarda AK Parti adayı olarak Zeybekci 3 puan önde çıkarken; siz oyunuzu kime vereceksiniz sorusuna verilen cevapta AK Parti yüzde 2.5 puan geride çıkıyor! Yani; 20 yıldır işbaşında olan CHP'li belediyeden ve hizmetlerinden hiç memnun değil, AK Partili aday seçilsin istiyor ama iş oy vermeye gelince; önyargılar yine önde çıkıyor! Uzun yıllar İzmir'de gazetecilik yapmış ve yaşamış bir kişi olarak bu sonuçların hiçbirine şaşırmadım. Ama; son 2 yıldır gözlemlediğim de şu; her ne kadar ön yargılar İzmirli'yi kuşatmış gibi görünse de; her geçen gün biraz daha kırılan bir katılık var ve 31 Mart seçimlerinde eğer sandıktan gerçek hizmet talepleri galip çıkar ise hiç şaşırmam. Zeybekci de zaten bu konudaki inancını da; "Göreceksiniz; 31 Mart'ta Konak Meydanı'nda hep birlikte zeybek oynayacağız" diyerek ortaya koyuyor...