SEÇİMLER, demokrasi şenliğidir, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Sözün ve yetkinin tek sahibi millete, seçmene; kararın nedir sorusunun cevabıdır. Sandıktan çıkan sonucu sorgulamakla, seçim sürecinde teknik veya kriminal sebeplerden dolayı ortaya çıkan usulsüzlük ve iddiaları sorgulamak tamamen birbirine zıttır. O yüzden 31 Mart gecesinden itibaren aslında Türkiye'nin pek çok yerinde yaşanan ama seçmen sayısının ve iddiaların fazlalılığı sebebiyle daha çok İstanbul üzerinde yoğunlaşan sorgulama süreci ile ilgili değerlendirme yaparken bu iki konu çok net biçimde birbirinden ayrılmalı.
Her seçim sonrasında yapıldığı gibi AK Parti, daha ilk geceden itibaren seçimlerle ilgili hem kendi aldığı oyları hem rakiplerinin aldıkları oylarla ilgili analiz yapmaya başladı bile. Çarşamba günü MYK, dün de MKYK'da yapılan raporlamalar ve değerlendirmeler, il yöneticilerinin de katılacağı toplantılar ve nihayetinde belediye başkanlarının da bulunacağı ayrı ayrı toplantılarda değerlendirilmeye ve nerede eksik yaptık? Nerede hata yaptık? Nerede doğru yaptık? Nerede daha iyisini yapabiliriz? Sorularının cevapları bulunana kadar devam edecek.
Keza; Cumhur İttifakı'nın diğer ortağı MHP de benzer çalışmayı yapıyor.
Bugün ve yarın Kızılcahamam'da yapacağı değerlendirme toplantılarının ardından bu ay sonunda Antalya'da yeni seçilen belediye başkanları ile toplanılacak ve bu kampta benzer görüş ve öneriler ile raporlamalar ve değerlendirmeler ele alınacak. ARGE birimi zaten seçim gecesinden itibaren çalışmalara başladığı için, raporlamaların büyük kısmı rakamlar üzerinden ortaya çıktı gibi. İlk kez 235 belediye ve 4 binin üzerinde belediye meclis üyesi çıkaran MHP sadece artan oy oranı ve olumlu sonuçları değil, yapılacakları da konuşacak elbette. Genel olarak baktığınızda 31 Mart seçimleri, Cumhur İttifakı ve ortakları açısından hedeflerin tutması şeklinde (yüzde 52) sonuçlansa da; her iki parti kendi iç değerlendirmesini yaparak, yeni döneme dair yol haritasını da belirleyecek. 2023'te daha güçlü bir Türkiye hayali için Cumhur İttifakı'nın temellerinin daha sağlam ve adımlarının daha kararlı olması yönündeki hedefler ortaya konulacak. Başta ekonomi olmak üzere Türkiye'nin yapısal konularında yapılacak güçbirliği, içeride ve dışarıda uzun süredir Türkiye'ye yönelik saldırıların olduğu şu dönemde daha da anlamlı.
MECLİS'İN GÜNDEMİ YAPISAL DÖNÜŞÜM
HAZİNE ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın Çarşamba günü açıkladığı yeni ekonomi modeli ve paketi artık asıl gündemimize döndüğümüzün de resmidir. Ama, yeni dönemle ilgili tek konu elbette ekonomi değil. Özellikle, önümüzdeki 4.5 yılı seçimsiz geçireceğimiz düşünüldüğünde yapısal konularda da adımların atılacağı, atılması gerektiği ortada. YSK'nın vereceği kararla birlikte 16 Nisan'da yeniden başlaması beklenen TBMM Genel Kurul çalışmalarında bunun ilk izlerini göreceğiz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tüm kurum ve kurallarıyla işlemesi açısından yapılması gereken yasal düzenlemeler olduğu biliniyor. Meclis'in önümüzdeki günlerde gündeminde önemli yer tutacak bu düzenlemeler arasında; yerel yönetimlerle ilgili yeni sisteme uyarlanacak düzenlemelerin yeralacağı Belediyeler Yasası ile Seçim Yasası da olacak. Meclis'in yeni dönem mesaisinde, Türkiye'yi 2023'e taşıyacak ekonomi, bürokrasi ve yapısal dönüşümlerin yer alacağı hayli yüklü bir ev ödevi var. Yeni dönem hayırlı olsun.