İttihat ve Terakki fiilen iktidara geldikten sonra İzmir yarışları durduruldu ve Smyrna Club diye bilinen ama asıl adı Smryna Races Club olan kulüp kapatıldı.
Refik Bey bu arada Torbalı'da bir küçük hipodrom inşa etmiş, orada da yarışlar düzenlemeye başlamıştı.
Refik Bey, at merakıyla bilinen, Babıali Baskını'nı beyaz at üzerine başlatan Enver Paşa'ya giderek at yarışlarının sürmesini istedi. Harbiye Nazırı Enver Paşa "Islahı-ı Nesl-i Feres Cemiyeti" yani At Neslini Islah Cemiyeti'ni kurdu. Enver Paşa Almanlardan oluşan uzman bir binicilik heyetinden yarışların yapılacağı bir alan bulmasını istedi. Bu cemiyet günümüzün Bakırköy'ü olan Makriköy'de bulunan Veliefendi çayırında hipodrom inşa etti.
Enver Paşa, hipodromun sorumluluğunu Keçecizâde İzzet Fuat Paşa'ya verdi. İlk yarış 1913'te koşuldu. Bundan sonrasını at yarışlarında çok önemli bir isim olan ve adına her yıl yarış düzenlenen, ilk yarışı kazanan Akif Bey'in oğlu Sait Akson'un anılarından okuyalım.
"Enver Paşa'nın ahırında Mesut, Süleyk, Maşallah, fiehzade Abdulhalim Efendi'nin ahırında Geyik Reyhan, Akif Bey'in ahırında Merzuk ve Meşkûr gibi atlar vardı. Meşkur'u Ahmet İzzet Paşa Musul'dan getirtmiş ve Akif Beye satmıştı. Bu at ilk Arap Derby'sini kazanmıştır. Meşkûr bu büyük muvaffakiyeti Bekir ile kazanmıştır. Bu koşuda Nejat Evliyazade'nin bindiği Küheylan ikinci olmuştur. Küheylan Çifteler Harasından getirilip bu koşuya iştirak ettirilmiştir. Çiftlikatı Hümayuna getirilmiş güzel damızlıklardan yetiştirilmiş güzel bir kır attı.
Meşkûr üstün sürat ve nefes kabiliyeti göstererek sekiz boy farkla koşuyu kazandı ve senenin atı oldu. Bir gün Meşkûr ile Übeyyan arasında mükemmel bir koşu oldu. Meşkûr'a, bilahare Macaristan'ın şampiyon jokeyi olan Scheibal binmişti. Mesafe 1.600 metre idi. iki rakip bir birinden ayrılmıyordu, aslında koşu bir maç da değildi, fakat o gün hiç bir at Meşkûr ve Übeyyan ile boy ölçüşmek cesaretini gösterememişti. 'Ligne droite'a sıkı bir mücadele ile girdiler. Scheibal'ın çalışması harikulade idi, fakat bütün gayretlerine rağmen Übeyyan koşuyu kazanmıştı.
Übeyyan'ı sıkıştırabilecek ancak bir tek at çıkmıştı. Hasan Efendi'nin Üsküdar'da büyük bir hanı vardı. Hancı lâkabı oradan geliyordu Hancı Hasan hakiki bir at meraklısı idi. Attan anlardı. İyi ata binerdi.
Bir gün Kısıklıda, bir kaç gün evvel o civarda koştuğu bir koşuyu anlatıyordu. Hasan Efendi çok heyecanlı idi. 'Übeyyan ile paçayı zor kurtardım' diyordu ve geçtiği atı çok methediyordu.
Buna Ermeninin al atı deniliyordu.
Al at aşağı, al at yukarı... Bir müddet Hancı Hasan'ın hikâyesi bir efsane gibi ortalıkta dolaştı.
Nihayet at meydana çıktı. Bu, bilâhare Al Mesut olarak tanınan attı. Sonra ihsan Bey (Bay ihsan Atçı) bununla birçok koşu kazandı Sahibi Kirkor Efendi ata çok meraklı idi. Daha sonra başka atlar da aldı. Veliefendi de yarışlar yüksek bir atçılık muhitine hitap eden bir spor olmuştu."