Kendini bitirmek
YETENEKLİ, sevimli bir gençken şöhretini kullananları kullanmaya başladı. Durumunu ve gidişatını anlayacak akıl, izan ve eğitime sahip değildi.
Saha dışında elde ettiği güçle durumu idare edeceğini sandı.
Göbek yapacak kadar futbolun dışına düştü.
Barcelona'da maskot gibi yakışıksız davrandığında "uyaracak bir dostu da yok" demiştim.
Messi'nin takım arkadaşı değil de antrenmana kazara dalan hayranı gibiydi. Hazmedememişti, geldiği yere kendisi de inanamıyordu ama bir yandan da şöhretin en kötü güçlerini en kötü şekilde kullanıyordu.
Arda Turan örneği adım adım sevimli bir çocuğun nefret imgesi haline gelip duvara toslamanın dersidir.
TUNAOĞLU ÖRNEĞİ
Magazin figürü olmayı sevdi.
Hem çılgın bir gece hayatı yaşıyordu hem de Kuran'dan mesaj vererek aklınca uyanıklık yapıyordu.
Yetmedi, güç zehirlenmesi yaşadı. Sahada da akıl hocası Emre gibi olmaya özenince taşınılmaz hale geldi.
Yıllarca Emre'yi aklınca koruduğunu sanan yancıları "Saha dışında çok efendi ama…" dediler. Sanki millet Emre'yi damat olarak alacaktı!
Bugün Volkan Demirel, Emre Belözoğlu ve Arda Turan hangi stadyuma gitse seyirci tarafından protesto ediliyor.
Takım ayrımı yapmaksızın seyirciler bu üç futbolcudan nefret ediyor. Bu isimlere en büyük kötülüğü yapanlar da onları bu hale getirenler değil her yaptıklarına mazeret bulmaya çalışan medyadaki yancılarıdır.
Bu ülke Yusuf Tunaoğlu gibi 50 yılda bir gelecek bir yeteneğin gece hayatının karanlığında kayboluşunu izlemişti.
Yusuf ne yaptıysa kendine yapmıştı ve hiç olmazsa elinde silahla kimseyi kovalamamış, tribünlere saldırmamış, kimseye seni evinden aldırırım dememiş ve hastanede silah sıkmamıştı.
Futbol hayatının son günlerinde içki göbeğiyle çalım atarken hatırlıyorum Yusuf'u...