Kabahatin Büyüğü
KİMSE kusura bakmasın. Kabahatin büyüğü Şenol Güneş'e Şeref Bey muamelesi yapan taraftardadır. Şeref Bey de o dönem de çoktan öldü.
Yeni Zelanda'da bir firma temiz hava diyerek kutularda hava satıyor.
Oysa İktisat'ta anlatılan temel bilgilerden birisi bir şeyin fiyatını belirleyen kullanım ve değişim değeri olduğunu, havanın kullanım değeri olduğunu ama değişim değeri olmadığıdır.
FORMA AŞKI OLMALI
Hava kirliliği bu temel bilgiyi de değiştirdi.
Bizden bir örnek verelim: Köyde misafir olduğunuz evde bol bol ayran ikram edilir. Çünkü köylünün elde ettiği süt, kendi kullanımının çok üstündedir.
Yani sütün kullanım değeri vardır ama değişim değeri yoktur.
Oysa o bölgede süt toplayan bir firma olursa durum değişir.
Köylü kendi kullanımının üstünde olanı satar yani artık süt bir değişim değerine sahip olur. Böylece sınırsız ayran ikramı da biter.
Futbolun endüstriyel dev bir sektör olmadığı dönemlerde "forma aşkı" denen şeyin temeli de buydu. Bir takımda oynayabilmek kullanım değerine sahip olmaktır ama transfer olmak değişim değerine de sahip olmaktır.
Başka takıma transfer olduğunuzda beş aşağı beş yukarı aynı fiyatı alacaksanız, neden gidesiniz ki? Ya da gitmenize değecek bir miktar değilse o riske girmezsiniz. Oysa milyon doların uçuştuğu bir ortamda "forma aşkı" denen şey klasik anlamıyla olmaz. Sadece profesyonel ahlak beklenir yani aldığı paranın hakkını vermek! Dahası saçma ve ham bir hayaldir… Katı olan her şey çoktan buharlaştı…
OLAN SON 2 SENEYE OLDU
Hoca, futbolcu şu bu profesyonel olarak ücret karşılığı çalışan kim varsa onları bir kulüple özdeşleştirmek yanlıştır.
Bugün buradadır yarın başka yerde sizin rakibiniz olur.
O yüzden X hocayı, futbolcuyu sanki o formanın hatırı için uğraşıyor sanmak çocukçadır ve yanlıştır. Biliç, Beşiktaş gol atınca çok seviniyor diyen naif insanlar, Slaven Bilic'in puan başına prim aldığını bilmiyorlardı. Tabii ki sevinecek… Şenol Güneş'in adını ilk duyduğumda Trabzonspor'da rahmetli İlhan'ın yedeğiydi. Beşiktaş'la yolları 60 küsur yaşında kesişti. Parasını aldı ve Beşiktaş defteri de kapandı.
Mesele bu kadar.
Sorun gidiş yöntemi, kapalı kapılar ardında gizli pazarlıklar, doğruyu söyleyenleri azarlamalar vs.
Olan Beşiktaş'ın son iki senesine oldu.
Beşiktaş'ta bugüne kadar ne hocalar ne başkanlar ne futbolcular geldi geçti. O yüzden naçizane tavsiyem fikri hür, vicdanı hür olunması ve kimsenin Beşiktaş isminin önüne geçirilmemesi…