BU, egoistlik.
Bu, başkalarını aşağılayarak kendini Kaf Dağı'nda görme vurgunluğu.
Bu, 'merkez' olarak tanımlananların Anadolu'ya tepeden bakma tutkunluğu. Bu, yıllar geçse de bilimin dahi çare bulamayacağı hastalıklı ruh halinin zuhuru!
İşte bu haller aslında büyük bir 'öteki' yaratmadı mı? O ötekiler, İstanbul'a karşı başkaldırış göstermedi mi? Saltanatlarını yerle bir etmedi mi?
KİMLER GELDİ GEÇTİ
Kasketli Ahmet Suat, Filozof Özkan Sümer, Kırşehirli Şamil Ekinci, Rizeli Ali Yavuz, Kastamonulu İskender Günen, Trabzonlu Güngör Şahinkaya, Necmi Perekli, Şenol Güneş, Turgay Semercioğlu, Kadir Özcan, Cemil Usta, Hüseyin Tok, Ali Kemal Denizci gibi Anadolu'nun hırçın ve hırt çocukları, futbolun tarihini ve talihini değiştirmedi mi?
O hırt çocukları sahada yenemeyeceğini bilenler, 1996'da, 2005'de, 2011'de şampiyonluklarını çalmadı mı? Kimi zaman bir taşla kimi zaman hakemlerle kimi zaman şikeyle mutluluklarını elinden almadı mı?
Onlar, yere düşse de her defasında daha güçlü ayağa kalkmayı bilerek bugün yeniden güzel bir hikaye daha yazıyor. Merkezdekiler bu kez 'durdurulamaz' noktada olduğu için "iflas eden tüccar misali" eski defterleri açarak saha dışına çekmeye çalışıyor!
Trabzonspor, 54 yıllık tarihinden büyük tecrübeler edindi! Eski defterleri karıştırmak yerine yeni sayfalar açtı. Hem ezberi hem de hafızası var artık.
O sayfaları bu sezondan başlayarak doldurmak istiyor.
O sayfaları soldurmak için uğraşanlara sözümüz şudur; bunlar beyhude çabalar! Kalın sağlıcakla…