FUTBOLU teknik adamlar mı yoksa başkan ve yöneticiler üzerinden mi okumak gerekiyor?
Manchester Ctiy'de Guardiola'nın, Liverpool'da Klopp'un, Tottenham'da Conte'nin, Bayern Münih'te Nagelsmann'ın, Atalanta'da Gasperini'nin ne oynatacağını ve oynattığı oyun ile ne kadar başarı sağladığını, maç öncesi ve sonrasında ne diyeceğini merakla bekliyoruz değil mi? Avrupa'daki herhangi bir maçtan sonra kulüp başkanının veya yöneticinin saha içine dair açıklamasını gördünüz mü? Elbette hayır! Neyi konuşuyorlar; tesisleşmeyi, altyapıdaki her oyuncunun bütün hayatına hükmetmeye yönelik çalışmaları, kulüplerin daha profesyonel hale getirilmesi, ekonomik yatırımları.
Başlıkları çoğaltabiliriz!
ALGI OPERASYONLARI
Peki ya Türkiye'de! Başarısızlıkları örtmek için kimi zaman elinde megafon kimi zaman mikrofon ile 'algı' operasyonlarını, galibiyetlerde de şovunu izliyoruz! Sürekli teknik adamın önüne geçme çabası ya da oyuna müdahale etme, 'bu işi benden iyi kimse bilemez' ukalalıkları!
Bu yüzden ülkedeki futbolu, 'teknik ve taktik' denklemler içerisinde yorumlamanın, oyunun güzel ve eksik taraflarını söylemenin yolu; Türkiye'de son dönemde varlığını hissettiren yeni dönem teknik adamların sayısını artırmaktan geçiyor. Artık taktiksel manada sahanın parsel parsel işlendiği, oyunun bir matematik ve bilime döndüğü şu dönemde futbolu yönetenlerin de bu gerçekle yüzleşmeleri gerekir.
Trabzonspor, Abdullah Avcı'nın gelişiyle birlikte 'yeni dönemin' kapısını açtı. Ne başkan ne de herhangi bir yönetici saha içine dair açıklama yapmıyor. Sistemin ve başarının tam merkezinde Abdullah Avcı ve onun futbol aklı var. Hatay'da Ömer Erdoğan'ı, Göztepe'de El Maestro'yu, Başakşehir'de Emre Belözoğlu'nu, Konya'da İlhan Palut'u da ışık saçanlar arasında saymalıyız.
DİNAMİKLER İYİ OKUNMALI
Modern futbolun dinamiklerini iyi okuyabilen, donanımlı ve gelişime açık ekip kurabilen, futbola dair 'fikri' olan bu tür teknik adamların sayısının artması Türk futbolunun geleceği açısından da çok önemlidir.
Devir artık teknik adamların devri.
Oyunu buradan okumaya gayret etmeliyiz.
Futbolcu ihracına verdiğimiz önemi teknik adam ihracına da vermeliyiz.
Bundan dolayı Abdullah Avcı'nın şahsında Türk futboluna ışık saçan ve bu potansiyele sahip tüm teknik adamlarımızı pamuklara sarmalı, onlara destek olmalıyız. Onların başarılarına sevinip, gelişimlerinin önünde engel olmaktan uzaklaşmalıyız.
Sonuç olarak; Türkiye'de hiçbir şey yapılamıyorsa bile, yeni döneme gölge etmemekten başlamak bile kâfidir!