NE saha dışında yürütülmeye çalışılan algı operasyonları ne de sahayı etkilemeye yönelik spekülasyonlar Trabzonspor'un umurunda bile değil! Çıkıyor, topunu oynuyor hem de en temizinden!
Trabzonspor aslında ülkeye oyun üzerinden bir şeyler söylüyor. Diyor ki; "Yıllardır saha dışını konuşarak saha içini hep olumsuz etkilediniz.
Oyunu değil oyunları konuştunuz.
Artık oyun zamanı." Trabzonspor ülkeye başka bir şey daha söylüyor;
"Bu oyuna saygı duyun." Gelelim maça… İlk yarıdaki Trabzonspor ile ikinci yarıdaki Trabzonspor arasında siyah ile beyaz arası kadar fark vardı. Maestro döneminde 3'lü defans oynayan Göztepe'nin dörtlüye dönüşü, orta sahayı da 4'lemesi Trabzonspor'un merkezden ve kanatlardan organizasyon yapmasını kesmeye yönelikti. İlk yarının belli bölümlerinde de başarılı oldu..
FAZLASIYLA HAK EDİYOR...
Geçiş oyunlarıyla iki gol bulan Göztepe'ye karşı Trabzonspor orta sahası fazla direnç gösteremedi.
Trabzonspor her ne kadar iki gol bulsa da final paslarında doğru tercihler yapabilseydi skoru farklı bir yere çevirebilirdi. İkinci yarı bambaşka bir Trabzonspor vardı sahada. Berat'ın yerine Dorukhan, Cornelius'un yerine Djaniny ve Trondsen'in yerine de Yusuf'un girmesiyle Bordo Mavililer o doğru ve coşkulu oyununa geri döndü. Hem merkezden hem de kanatlardan çok iyi organizasyonlar geliştirdi.
İkinci yarıdaki oyun bize şunu dedi aslında: Takımda olması gerekenlerin yokluğu, olmaması gerekenlerin varlığı, bu oyunun aslında ne olduğunun özetiydi!
Trabzonspor liderliği ve şampiyonluğu fazlasıyla hak ettiğini bir kez daha gösterdi. Bu oyunun en güzel taraflarını bize aktardığı için Abdullah Avcı ve oyuncularına teşekkür ediyoruz. Son söz de Ahmet Can'a! Çok iyisin. Modern bir stoperin bütün özelliklerini taşıyorsun. Onları geliştir ve sakın 'tembelleşme.' Önün açık ve yolunu asla kapatma!