FERHAT Gündoğdu'dan önceki MHK başkanlarından Sabri Çelik ve Serdar Tatlı'nın hakemlerle ilgili liste hazırladığı ve görevlerine son verilmesi yönündeki raporlarını biliyoruz. Ne gariptir ki listedekiler değil listeyi hazırlayanlar istifa ederek ayrıldı.
Bugünün MHK'sı -zamanlaması tartışılsa da- doğru ve keskin bir karar aldı.
TAM BİR PARADOKS
Geçmişe gittiğimizde hatırlayınız lüften; kimi kulüp başkanları, kimi yorumcular kimi gazeteciler ülkeye yabancı hakem getirilmesinden tutun da bu ligin mevcut hakemlerle devam ettirilmeyeceğini söyleyip durdu. Aynı hakemlerle şampiyonluk kazananlar bir sonraki sezon yarıştan kopunca aynı hakemleri hedef tahtasına koydu. Güzel paradoks değil mi?
Yaklaşık 37 yıldır şampiyonluk kupasını kendi arasında paylaşanlar, 1996'da, 2005'te, 2019'da Trabzonspor'un şampiyonluğuna mani olanlar, 2011'de şikeye aleni şekilde bulaşanlar, kısacası, senelerdir hakemler ve federasyonun bilerek ve isteyerek Trabzonspor'u mağdur etmesine susanlar şimdi, MHK kararı üzerinden sözüm ona 'şaibe' iddialarını gündeme getiriyorlar!
Güzel nümayiş değil mi?
KİM DAHA KALABALIK İSE!
Bugün, hem dominant futboluyla hem de sadece oyunu konuşan ve saha dışına asla çıkmayan politikasıyla açık ara şampiyonluğa koşan takım Trabzonspor değil de başka bir takım olsaydı! Ne "deprem" ne "leke" ne de "şaibe" sözlerini duyacaktık. Amaç doğruyu konuşmak ise şayet, Halep orada! Amaç suyu bulandırmak ise şayet arşın da burada! Leke var ise devletin savcısı orada. Şaibe var ise, devletin polisi orada. Deprem olacak ise Kandilli Rasathanesi de orada.
Tüm bu olup bitenle birlikte "Ahval ve Şerait" şarkısındaki sözler geldi aklıma: "Öyle bir memleket ki arkadaş; 'Ağzı olan konuşuyor' derler! 'Ağzı olmayan konuşsun' dersen; 'Ağızlarına geleni söylerler.' Evet üstat, dün dündür! Bugün bugündür! Oysaki tek bir noktamız vardı. Yıllardır asgarisinde buluşulan müştereğin ahlakisinde buluşmak!
Başaramadık vesselam!