ŞAMPİYONLUK kolay elde edilmiyor elbette! Zordur süreci yönetmek! Hem saha içine hem saha dışına hakim olmak!
Hatasız yürümek, yeri geldiğinde de koşuları doğru yapmak! Hele ki elinizde 28 kişiden oluşan futbolcu kadronuz var ise, işte en zoru budur; bir takım ve oyun oluşturmak! Trabzonspor bahsettiğimiz tüm süreçleri en ağırıyla yaşadı senelerce. Kimi zaman son anda kaçırdı şampiyonluğu kimi zaman koptu yarıştan kimi zaman da elinden alındı! 'Yıkıla yıkıla' geçti tozlu yollardan.
Canlar gitti bazen cananlar da!
Hepsi ama hepsi ömür törpüsüydü Trabzonsporlular için! Yıllar sonra, Trabzonspor gibi 'yıkıla yıkıla' tozlu yollardan geçen biri çıktı geldi. "Ben de sizdenim" dedi, "Dingin denizi değil, dalgalı denizi seçtim" sözleriyle ifade etmeye çalıştı kendisini. Ardından dalgalı denizi dinginleştirdi.
Camiaya sabrı, sükuneti ve beklemeyi öğretti! Şampiyonluğa hasret Bordo Mavililere, bu sene özelinde hem oyunu vaat etti hem de oyuncu kadrosunu! En önemlisi, Trabzonspor yönetimin 'futbol aklı' olarak her şeyi O'na teslim etmesiydi. Ne istediyse yaptılar. Kendi alanına asla müdahale etmediler. Bu sorumluluğu almak büyük riskti ama korkmadan geçti dümene.
ÇOĞU GITTİ AZI KALDI
OYUNDA zaman zaman sıkıntılar yaşasa da saha içini asla çirkinleştirmedi. Taraftar da sahadaki oyunla senkronize şekilde görevini layıkıyla yerine getirdi! Hem Trabzonspor hem de Abdullah Avcı'nın tecrübe edindiği en önemli konu şu aslında… "Şampiyonluğu son anda kaybetmek ya da riske sokmak." Önümüzdeki sezonlar özelinde bu süreci de artık daha doğru yönetecekleri kazanımı da sağladılar.
Abdullah Avcı, futbolda bir çağın kapısını kapatıp bir çağın kapısını açan; şampiyonluğu ilk kez İstanbul dışına taşıyan ve bunu defalarca yapan Trabzonspor ile yine, yeni, yeniden tarihi bir hikaye daha yazıyor. Artık sadece 'bir' kaldı. Çoğu gitti azı kaldı!