TRABZONSPOR'un önünde sıkıntılı bir süreç var. Burayı çok ama çok iyi yönetmek gerekiyor.
Yeni teknik adamın bir iki güne açıklanmasının ardından ruhunu, coşkusunu kaybetmiş, ritmini 'dahi' yakalayamamış bu takımı hem fiziksel hem de mental olarak hazırlamak gerekecek.
Gerek hazırlık gerek Avrupa gerekse lig maçlarında ilk 30 dakikadan sonra oyundan tamamen düşen oyuncuların 'kampta nasıl çalıştırıldığı' sorusu bir tarafa ne savunma ne de hücumda tek bir organizasyonunun dahi olmaması ve işin büyük kısmının bireysel yeteneğe bırakılması futbolun doğasına da mantığına da aykırıdır arkadaş!
Her maç Uğurcan'ın ismini duymaktan yorulduğumuz dakikalarda onun da sezona çok iyi başlamasına 'şükredenler' arasında safımızı aldık maalesef… Dün akşam ki karşılaşma da bunlardan biriydi. Ne taktiksel ne de teknik anlamda çok fazla kalem oynatacak sekanslar vermedi bize. İlk isabetli şutunu 51. dakikada çeken takımı, bir oyuna kavuşturulacaktır elbet.
Bu takımın oyuncu profilleri iyi.
Sadece hamura mayayı çalıp ekmek yapacak kıymetli bir el lazım.
Ruh katacak, coşku verecek, camia gibi düşünecek, onlar gibi sevinip üzülecek, onlar gibi ağlayıp gülecek birisi. Yani bir 'güneş' lazım…
"Bu takıma ruh katacak, coşku verecek, camia gibi düşünecek, onlar gibi sevinip üzülecek birisi.
Yani bir 'güneş' lazım..."