FUTBOL, toplumun sosyokültürel yapısını sergileyen arenadır.
Sadece spor değil, adaletin sınandığı bir sahnedir.
Türk futbolundaki yapısal bozukluklar, bu oyunun derin anlamını sarsıyor. MHK'da hakem atamalarıyla öne çıkan Yunus Yıldırım ve Ahmet Şahin gibi isimler, adaletin nasıl aşındığını hepimize gösteriyor.
SAHADAN KULiS
KORiDORLARINA
Ahmet Şahin'in yükselişi, bireysel başarısızlık hikayesinden öte, toplumsal çözülmenin aynasıdır.
Hakemlik, liyakat yerine 'güç' ilişkilerine dayandığında, Şahin gibi isimler sözüm ona önem kazanıyor. Şahin, Kıbrıs'taki ilişkilerini ve eski hakemlik kariyerini kullanarak sahneye çıktı. Türkiye'de Abdurrahman Arıcı'nın gölgesinde güç kazandı, 'taşeron ilişkilerin' simgesi haline geldi.
MEDYA VE GÜÇ İLİŞKİSİ
Şahin'in bazı medya mensuplarını desteğiyle kulislerde güç kazanması, hakemliğin adalet terazisinin medya eliyle saptırıldığını gösteriyor.
Yunus Yıldırım ve Ahmet Şahin, Türk futbolunun adalet mekanizmasını zayıflatan figürlerdir. Bu düzen, sadece sportif değil, toplumsal adalet duygusunu da sarsıyor. Bu figürlerin etkisiyle 'taşeron düzenin' son bulması ve hakemlikte köklü reformlar yapılması gerekiyor. Adalet ancak cesaretle yeniden inşa edilebilir.
