TÜRKİYE'DEKİ hakemlik sistemi, güvenilirliğini uzun zamandır kaybetmiş durumda. Adalet ve tarafsızlığın simgesi olması gereken bu yapı, çıkar ilişkileriyle sarmalanmış, kirli bir oyun sahnesine dönüşmüştür. Hakem camiasındaki yozlaşma, en belirgin haliyle karşımıza 'Sarı Kanarya' figürüyle çıkıyor.
ÖNCE OY SONRA MHK!
İddialara göre, bu kişi Manisa Fenerbahçeliler Derneği ile kurduğu bağlantılar sayesinde, Aziz Yıldırım ve Ali Koç'un ilk kongresinde aktif rol almış, Ali Koç adına oy toplamaya çalışmıştır. Dahası, Fenerbahçe'de bir dönem teknik ekibin içerisinde yer alan V.B.'nin de bu ilişkiler ağında bulunduğu söyleniyor. Eğer bu iddialar doğruysa, şimdi işin en vahim tarafına geliyoruz: 'Sarı Kanarya' şu anda Merkez Hakem Kurulu'nda görevde. Üstelik kilit bir pozisyonda.
Daha bitmedi; kendi yandaşlarını gözlemci ve VAR hakemi olarak atadığı, kendisine sadık olmayanları ise sistemin dışına ittiği söyleniyor.
Kısacası, hakemlik kurumunda "at koşturuyor."
HANİ FETÖ SARMALI!
Bir adım daha ileri gidelim. Yakın zamanda, hakemlerle ilgili yazdığım yazılar sonrasında aldığım telefon, bambaşka bir dehşeti gözler önüne serdi. Söylenenlere göre, devlete karşı büyük bir tehdit olan Fethullahçı Terör Örgütü'ne bağlı bazı hakemler, hâlâ aktif görevde. MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu'nun bu kirli ağın dışında kaldığı belirtilse de, durumdan haberdar olduğu iddia ediliyor.
Yakında devletin ilgili birimlerinin bu konuda harekete geçeceği söylendi.
Düşünün, devletin temellerine dinamit koyan bir yapının izleri Türk futbolunda varlığını sürdürüyor.
TEMİZ'LİG' ŞART!
Peki, buradan nasıl çıkacağız?
Hakemlik sisteminin kurtuluşu; çıkar gruplarından, terör örgütlerinden ve yandaş yapılanmalardan arındırılmakla mümkün olur. Liyakat ve adalet esasına dayanan, şeffaf bir yapı kurulmadıkça, Türk futbolu bu çarpıklığın esiri olmaya devam edecek. Sporu birleştirici kılan unsur, adalet duygusudur.
Fakat adaletin yerini çıkarlar aldığında, futbolun ruhu kaybolur. Artık, Türkiye'de hakemlik sistemini temizlemek için cesur adımlar atılmalı; futbolda adaletin renklerle, ilişkilerle ve örgütlerle kirlenmediği bir düzen kurulmalıdır.
SON SÖZ: Adaletin olmadığı yerde futbolun ruhu da kaybolur.