Dizi pek seyretmem ama bu dizinin haber kanallarında bile tartışma konusu haline geldiğini görünce işim icabı oturdum, özetle birlikte verilen ikinci bölümünü seyrettim.
Amanın iyi ki seyretmişim. Bırakın bir kenara iş, gazetecilik, gündem takibi gibi sebeplerden dolayı izlemeyi; kadınlık nedir, erkeklik nedir asıl onu öğrendim.
Hürrem gibi kadın nasıl olunur?
Sultan Süleyman gibi erkek nasıl olunur? Kadınların da erkeklerin de öğreneceği çok şey var.
Haydi başlayalım öyleyse;
Kadın da olsan erkek de olsan bir kere gururlu olacaksın. Korkusuz olacaksın.
Bak Alexandria'ya; ne acılar gördü, ne çileler çekti yine de kimseden af dilemedi, 'özür dilerim' demedi. Valide Sultan tarafından mahzene kapatıldığında bile 'korku yok' diye kendine telkinlerde bulundu. Sultan Süleyman da kimseyi takmadı. Annesinin emrivakilerine karşı çıktı, tepkisini gösterdi. Ana kuzusu gibi davranmadı.
Adam kendini tam padişah gibi hissedecek.
İki bölümden daha bunları çıkardım; ilerleyen bölümlerde bakalım daha neler öğreneceğiz?
Bu arada, günümüz Türk erkeklerinin bir bölümü gibi atalarımızın da yabancı kökenli, özellikle Rus kadınlarına zaafı olduğunu yeniden görmüş oluyoruz. Ama bu diziden sonra erkeklerin gözü iyice açılır, kadınların numaralarından korkar hale gelebilirler.
Numara demişken; saray ne kadar çok entrika ile dolu. Kadının bol olduğu yerde kıskançlıklar, küstah bakışlar, imalı laflar, arkadan iş çevirmeler eksik olmuyor.
Eh yazımı bir espri ile daha bitireyim: Siz beyler; şu hayatta üç beyazdan uzak duracaksınız. Nedir üç beyaz? Un, şeker ve Rus.
Günün Sözü:
"Şu dünyada bir tek yazar gösterin, güzelliği bir kadının gözleri kadar öğretebilsin." William Shakespeare