İstisnalar hariç hepimizin bir inancı vardır, öyle değil mi? Müslüman topluluklar Allah'a inanır. Gayrimüslümler Tanrı'ya inanır. Farklı dinlerde de türlü inanışlar vardır. Nasıl olursa olsun, sevilen, sayılan, tapılan, korkulan, sığınılan bir 'O' vardır.
Bizler için anlatacaksam; biliriz ki Allah hep yanımızdadır. Allah'ın her yaptığımızdan haberi vardır. Ahiret olgusu dinimizde bulunur. Hem bu nedenle hem de kendi özbenliğimize saygımızdan iyi kul olmaya gayret ederiz.
Gözetlendiğimizi, yaptıklarımızın bir şekilde kayıt altına alındığını bilirsek daha dikkatli olmaz mıyız? Haydi dürüst olun...
Yazımda ele alacağım mevzu aslında Britanya'da yapılan bir araştırmanın sonucu üzerineydi. Ancak somut sonuçları düşünürken konunun daha derinde 'Allah inancı ve korkusu' ile bağlantılı olduğunu fark ettim. Çünkü Allah inancı olan kimse attığı her adımda doğru insan olur; elinden geldiğince.
İZLENİRSEN
Gelelim araştırmaya; Newcastle Üniversitesi'ndeki bir psikolog, kendi bölümündeki kahve makinasının duvarına her hafta yeni bir içecek fiyat listesi asar. (NTV Yayınları, 'Bisküviyi Çaya Yatay Bandırın' kitabından) Makinanın yanında da içeceğin ücretinin atılacağı bir kumbara vardır. Tüketilen içeceğin doğru miktarının atılmasının istendiği bir kumbaradır bu.
Ancak kahve alırken herkes kendi vicdanıyla baş başadır. Yani bazı kişilerin para ödemeden yürüyüp gitme eğilimi var.
Psikolog çay, kahve ve sütün fiyatlarını değiştirmez fakat listenin üstüne her hafta değişik bir resim yerleştirir.
Bir hafta bir çiçek resmi seçerken diğer hafta doğrudan onlara bakan gözler yerleştirir.
Toplanan para, kahve tiryakilerini izleyen bir çift göz resminin fotokopisinin asılı olduğu haftalarda, duvarda çiçek resmi olan haftalara göre iki buçuk katı olur.
Yani, insanlar izlendiklerini düşünürlerse daha dürüst davranırlar.
Ofiste, evde, okulda, günlük yaşamda...
Yine aynı konuyla alakalı olarak M.Bateson'ın 2006 yılında yazdığı 'Biology Letters' adlı kitabında şöyle bir varsayımı vardır: İzlendiğimizin işaretleri gerçek hayattaki katılımımızı arttırır.
Okulda öğretmen öğrencilerini sıkı takip altında tutarsa, öğrencilerin derse aktif katılımı, soru sormaları, ödevlerini yapmaları daha düzenli olmaz mı?
Bu arada yanlış anlaşılmasın, takip edilmekten kastım kişiyi rahatsız edecek derecede sert bir tutum değil. Yaptığı işin takip edildiğini bilmek insanı daha motive eder. Emeğinin karşılığını alacağını bilirse kişi, işine daha sıkı asılır.
Hepimiz dünya üzerinde yaşanan kavgalardan, çekişmelerden ve bencilliklerden uzaklaşmak için huzur, güven ve barış içinde bir hayat sürmenin yollarını arıyoruz. Dine sığınıyoruz, felsefe okuyoruz.
Karma yasasına göre de, iyilik de kötülük de bu dünyada bizi bulur. Bu tür bakış açıları aslında hepimizi ahlaki davranışlara özendiren felsefeler...
Ve keşke tüm insanlık temiz kalpli olsa, hiçbir kontrol gerekmeden dürüst davransa
işte o zaman yeryüzü cennet olur.
* * *
Günün Sözü:
"Zorlukları karşılamanın iki yolu vardır; ya zorlukları değistirirsiniz ya da zorlukları çözmek için kendinizi."
Phyllis Bottome