GÜN geçmiyor ki CHP'li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'ndaki rüşvet skandalında yeni bir perde açılmasın. Ortada her iki tarafın da kabul ettiği bir para isteme mevzusu var. CHP'li işadamı Sinan Aygün 'Büyükşehir Belediyesi benden inşaatımı tamamlamam karşılığında 25 milyon istedi' diyor. CHP'li büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş ise '25 milyon istemedik daha az istedik.
Rüşvet için değil okul yapmak için istedik' diyor.
CHP'li Sinan Aygün'ün inşaatının tamamlanması karşılığında bir para istendiği kesin. Bunu her iki taraf da kabul ediyor. Miktarda anlaşamamışlar ve Mansur Yavaş okul için istediğini iddia ediyor. Mesele velev ki Mansur Yavaş'ın anlattığı gibi olsun, daha az para okul için istenmiş olsa da suç var.
Rüşvet değil irtikap suçu işlenmiş.
İş burada bitmiyor maalesef. Rüşvet istenilen işadamı Sinan Aygün CHP'li.
Daha önce hakkındaki yargılamalardan ötürü hapse girmesin diye genel başkan Kılıçdaroğlu tarafından milletvekili yapılmış. Böylece dokunulmazlık zırhına kavuşmuş. Bir CHP'li başka bir CHP'liyi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nı rüşvet istemekle suçluyor.
İşin içinde Sinan Aygün'ün kız kardeşi var; Sibel Aygün. Sibel Aygün Ankara Büyükşehir Belediye Meclis üyesi. O da CHP'li. Rüşvet pazarlığının canlı tanıklarından. Meclis üyesi olduğu Büyükşehir Belediye Başkanı'nın para istediğine şahitlik ediyor. Bir CHP'li diğer CHP'liyi rüşvet almakla suçluyor.
Doğruysa bir skandal, iftira ise başka bir skandal. Kendi belediye başkanına rüşvet aldı diye iftira atan bir belediye meclis üyesi olur mu? CHP'de oluyor demek ki.
Bir de FETÖ suçlaması var. Sinan Aygün, Mansur Yavaş'a genel başkan Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla Ankara adayı olması için teklif götürdüğünü söylüyor. Mansur Yavaş bu teklifi 'Benim CHP'de ne işim olur' diyerek geri çevirmiş. Daha sonra aynı teklif bir FETÖ'cüden gelince Mansur Yavaş kabul etmiş. Bunları anlatıyor Sinan Aygün ve kendisinden rüşvet istediğini iddia ettiği Mansur Yavaş'ı FETÖ'cülükle suçluyor. Mansur Yavaş da Sinan Aygün için FETÖ'cü diyor.
Sinan Aygün'ün yapmaya çalıştığı inşaattaki ortaklarının FETÖ'cü olduğunu iddia ediyor.
En az rüşvet kadar büyük bir skandal. İki taraf da CHP'li. Biri milletvekilliği yapmış, Kılıçdaroğlu'nun yakın adamı. Diğeri görevdeki büyükşehir belediye başkanı. İkisi de birbirini FETÖ'cü olmakla itham ediyor. Sonra da CHP'liler karşımıza geçip FETÖ'nün siyasi ayağından bahsediyorlar. 15 Temmuz Darbe Girişimi'ne tiyatro diyorlar. 15 Temmuz'u FETÖ'cü argümanları ile sulandırmaya çalışıyorlar.
Tam bir FETÖ taktiği. Kendi yaptığı suçu başkasının üzerine atmak. CHP de kendi suçunu başkasına atıyor. Gerçek tam da gözümüzün önünde duruyor. FETÖ ile irtibatı olduğu söylenen iki CHP'linin rüşvet pazarlığı ortalığa saçıldı. Bakalım daha neler göreceğiz.