‘Geçinemeyenler’ ve ‘Bizim çocuklar’
İNGİLİZ BBC'nin Türkiye uzantısı 'Geçinemeyenler' başlıklı bir haber dizisi başlattı. Her bölümde farklı bir insan hikayesi anlatılıyor.
Hikayelerin ortak noktası ise kişilerin yaşadığı maddi sıkıntılar. Haberler tahmin edebileceğiniz gibi ülkede geçtiğimiz aylarda yaşanan ekonomik dalgalanma üzerinden ilerliyor.
Habere konu olan her birey uzun uzun geçinemediğini, kazandığı paranın yetmediğini anlatıyor.
Doğrudur, ülkede geçinemeyen insanlar maalesef var.
Bir yayın kuruluşunun bunları haber yapmasında bir beis yok. Hatta faydalı bile olabilir. Kamuoyu oluşur, konu gündeme gelir belki gözden kaçan bazı sorunların çözülmesine vesile olur.
Tabii ki BBC'nin Türkiye uzantısının derdi bu değil. Her zamanki gibi etki ajanlığı peşinde.
Ancak onu da beceremiyorlar.
Haberin bir bölümünde uzun uzun nasıl geçinemediğini anlatan Fatma Çetinkaya'nın sosyal medya hesabından paylaştıkları tam tersini söylüyor. Fatma Çetinkaya katıldığı yat gezilerinden, yaptığı uzun hafta sonu kahvaltılarından, gezip gördüğü tatil beldelerimizden bol bol fotoğraf paylaşmış.
BBC Türkçe'nin habercilikle o kadar alakası kalmamış ki geçinemiyor diye röportaj yaptıkları kişinin sosyal medya paylaşımlarına bakmaya bile zahmet etmemişler.
Öbür tarafta Sputnik Türkiye var. Malumunuz Türkiye-Rusya ilişkileri İdlib üzerinden bir hayli gerilmiş durumda. Durumun yansımasını Sputnik Türkiye'den takip edebiliyoruz. Mecra amansız bir Türkiye karşıtı operasyon sürecine girdi. Her gün Türkiye aleyhtarı onlarca haber yayınlıyor.
Türkiye'nin teröristleri desteklediğinden tutun da Elazığ depremi sonrası depremzedelere dağıtılan çadırların zorla geri toplandığına kadar geniş bir yelpazede yalan haber yapıyorlar.
Daha çok örnek verilebilir ama bu kadarı kafi. Zaten yabancı medya kuruluşlarının Türkiye uzantılarının ne iş yaptığı konusunda aklı başında kimsede en ufak bir tereddüt yok. Muhalefet amacıyla yabancı medya kuruluşlarını savunanlara da şaşırmıyoruz. Darbe girişimine alkış tutan, bir ekonomik kriz çıksa da AK Parti'den kurtulsak beklentisinde olan bir kitlenin yabancı medya kuruluşlarını desteklemesi şaşılacak bir şey değil. Bir de meseleye anlamsız bir meslek ve mahalle taassubu ile yaklaşanlar var.
Eskiden beraber çalıştıkları birkaç meslektaşları şuan orada çalışıyorlar diye bu medya organlarının eleştirilmesinden, raporlar yazılıp yaptıkları işin somutlaştırılmasından rahatsız olanlar var.
Körfez sermayeli, İngiliz akıllı operasyon merkezinde çalışan arkadaşlarını değil bu durumu sorunsallaştıranları eleştiriyorlar. Ne kadar acı! Bir tarafta Türkiye'nin çıkarları öbür tarafta 'orada çalışan gazeteci arkadaşlarımız, bizim çocuklar'. Mahalle ve meslek taassubu maalesef böyle bir şey.
İnsanı ne hale düşürüyor!