ESKİDEN de sokakta köpekler vardı. Bir köşede kendi hallerinde takılırlardı. Üstelik o zamanlarda belediyelerin gelişmiş imkanları da yoktu. Musluklardan suları akıtamayan, kapıların önünden çöpleri toplayamayan belediyeler kaldı ki kısırlaştırma, veterinerlik, barınak gibi hizmetleri versin. Muhakkak başrolünde köpeklerin olduğu tatsız hadiseler de yaşanırdı. Ancak bugünkü gibi bir sokak köpekleri sorunu yoktu çünkü bugünkü "irrasyonel hayvanseverlik" o günlerde bu kadar yaygın değildi.
Bugün başıboş sokak köpeği sorunumuz varsa bunun kök nedeni başıboş – akılsız anlamında- hayvanseverlerdir. Her buldukları köşe başında sokak hayvanlarını kontrolsüz besleyerek dengeyi bozdular, sokak köpeği popülasyonunun artmasına neden oldular. Sokak hayvanı beslemek bir moda oldu. Mama lobisi tabir edilen ve hayvan mamasının ticaretini yapan kişi, grup ve firmalar özellikle sosyal medyayı kullanarak başıboş hayvanseverliği körükledi. Muhakkak istisnası vardır ancak başıboş hayvansever profili yaşadığımız aşırı bireyci toplumda anne-babasına bakmayacak olan sorunlu tiplerden oluşuyor. İnsanı sevmiyorlar. Çocukların, yaşlıların başıboş sokak köpeklerine yem olmasına en ufak bir üzülme belirtisi göstermiyorlar. Köpek sorununa dikkat çeken insanlara küfür kıyamet saldırıp bazen ölümle bile tehdit ediyorlar. İnsanı sevemeyecek kadar merhametsiz tipler, kaldı ki hayvanı sevsinler! Yaptıkları üç kuruşluk dandik yem vererek vicdanlarını rahatlatmak, kendilerini mutlu ve iyiliksever hissetmek. Tipik modern insan bencilliği!
Sokak hayvanları sorunun çözümü için ilk yapılması gereken başıboş hayvanseverlerlerin sokaklarda hayvanları gelişigüzel yemlemesini yasaklamak. Sonra da duygulardan arınıp rasyonel bir çözüm planlamak gerekiyor.
Ülkedeki başıboş sokak köpeği popülasyonunun makul sınırı aştığı bir sır değil ancak ne kadar aştığını bilmiyoruz. Eğer popülasyon ileri derecede artmadıysa kısırlaştırma ve barınağa alma yeterli bir önlem olacaktır. Böylece sokak köpeklerini uyutmaya gerek kalmayacaktır.
Şüphesiz tüm bu işlemlerin ekonomik maliyeti de düşünülmeli.
Eğer sokak köpeği popülasyonu kritik sınırı aştıysa, kritik sınırın altına inene kadar genç ve üreme çağında olanların itlaf edilmesinden başka seçenek yok. Popülasyon kritik sınırın altına inince itlaf durdurulup mücadele kısırlaştırma ve barınağa alma yöntemi ile devam etmeli. Aslında ortada içinden çıkılmaz bir bilmece, büyük bir sorun yok. Aklımızı başımıza alıp, romantizmi bir kenara bırakıp, başıboş hayvanseverlerin kuru gürültüsüne pabuç bırakmadan ve vicdanımızı da yitirmeden düşündüğümüzde herkesin üzerinde ittifak edeceği çözüm yolu belli.
Son bir not; başıboş hayvanseverler iki gündür sosyal medyada mecliste bu konuyla ilgili bir yasa hazırlığı olduğunu söyleyerek ortalığı ayağa kaldırıyorlar. AK Parti cephesinden benim takip edebildiğim kadarı ile Mustafa Varank dışında konu hakkında bir kelam eden olmadı.
AK Partililer her zamanki gibi konuşmaktan, siyasetten kaçınıyor, ülke gündemindeki önemli meseleyle ilgili ölü taklidi yapıyorlar.
Bu da bir kenarda dursun, yarın bir gün AK Parti'nin yenilenmesi tartışmasına geri döndüğümüzde hatırlarız!