ÜLKEMİZDEKİ muhalifler azıcık aklı selim ve sağduyu sahibi olsalardı, bugün iç ve dış güvenlik alanlarında kat ettiğimiz mesafeyi onlar bile takdir ederlerdi. Kuzeyimizde ve güneyimizde fiili savaş var. Batıdaki ve doğudaki komşularımız da ülkemize istikrarsızlık ve terör ihraç etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bu şartlar altında ülkemiz çok şükür kentlerde ve kırsalda terörle mücadelede büyük bir mesafe kat etti.
Özellikle 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi sonrasında benimsenen terörle kaynağında ve harekete geçmeden önce mücadele etme stratejisi sayesinde, çok şükür, terör örgütleri ülkemizi hedef alan saldırılar gerçekleştiremiyorlar.
Ancak asayiş diyeceğimiz konularda aynı şeyi söylemek maalesef mümkün değil. Gün geçmiyor ki trafikte kavga edip birbirini yaralayan insan haberleri görmeyelim. Özellikle yaz aylarının gelmesiyle birlikte şehirlerin cadde ve sokaklarında can güvenliğimizi tehdit etmeyen ve fakat kamu düzenini bozan manzaralar sıklaşmaya başladı. Sözgelimi gece gündüz demeden adına eğlence denilen bir vandallık şehirlerimizde özellikle İstanbul'da hızla yayılıyor. Kamunun tamamının istifadesine sunulan meydanlarda toplanan vandallar yüksek sesli müzik eşliğinde halay çekiyorlar veya horon tepiyorlar. Bunu da marifetmiş gibi sosyal medya hesaplarında yayınlıyorlar.
Teknik ve fenni unsurları ile trafik muayenesinden geçemeyecek kadar oynanmış araçlar yoğun trafikte makas atıyor, drift yapıyor kendilerinin ve etraftakilerin hayatını tehlikeye sokuyorlar. Keza her köşe başından kasksız sürücülerinin ehliyetli olup olmadıkları oldukça şüpheli motorcular, kuryeler fırlıyor.
Tamamen denetimsiz bu taşıtlar ve sürücüleri hem yayaları hem de trafikteki diğer araçları tehlikeye atıyorlar.
Kötü örnekleri çoğaltmak mümkün. Hatta peşine düşerlerse emniyet yetkililerimize bizzat yaşadığım olayları aktarabilirim. Gerçek inkâr edilemeyecek kadar apaçık ve net: ciddi bir kamu düzeni, asayiş sorunumuz var.
İnsanlar için sokaklar gün geçtikçe tekinsiz hale geliyor.
Güvelikte, terörle mücadelede dünya standartlarının üstünde bir performans ortaya koyarken asayişte gelişmemiş, geri bırakılmış istikrarsız ülkelere yakışan görüntüler veriyoruz, maalesef!
Aslında bu mesele de dönüp dolaşıp AK Parti elitinin ve siyasetçilerinin toplumdan, sokaktan, halktan uzaklaşma meselesine geliyor.
Yönetici elitin bu sorunları gördüğünü, bildiğini, farkında olduğunu zannetmiyorum.
Tıpkı sokak köpeği sorununu fark edemedikleri, küresel tahıl krizini çözerken patates soğan fiyatların alıp başını gitmesine tepkisiz kaldıkları gibi sokaklarımızın gün geçtikçe tekinsiz hale gelmesini de görmüyorlar, fark etmiyorlar.