DEM/PKK'lı milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu mecliste Dışişleri Komisyonu'nun bir toplantısına katılmak istemiş. Normal şartlarda komisyonlara üye olmayan milletvekilleri de komisyon toplantılarına katılabilir. Olması gereken de bu. Hem milletin vekili oldukları için hem de komisyonda görüşülen kanun maddeleri genel kurula geldiğinde oylayacakları için isterlerse komisyon toplantısını takip edebilirler.
Ancak Dışişleri Komisyonu toplantısına Gergelioğlu alınmamış. Kendisinin iddiası bir içtüzük maddesi bahane dilerek toplantıya alınmadığı ve komisyon başkanının istese inisiyatif kullanarak kendisini toplantıya alabileceği yönünde. Ve tabii Gergerlioğlu buradan yola çıkarak demokrasi ve özgürlük üzerine retorik kasıyor.
Benzer bir durum Mersin'de yaşandı. Sahilde halay çekerken terör örgütü elebaşı katil Abdullah Öcalan'a destek sloganı atanlar gözaltına alındı. Şüphelilere polis aracında "Ölürüm Türkiyem" şarkısının dinletildiği anların görüntüsü sosyal medyada yayınlandı. Çok kişi eleştirdi; vay efendim hukuk devletinde bu olur mu, demokrasi ile bağdaşır mı, bu 12 Eylül işkencelerini andırmıyor mu? Yine demokrasi ve özgürlükler hakkında retorik.
İdealler dünyasında yaşasaydık eğer ben de bir milletvekilinin bir içtüzük maddesi bahane edilerek toplantıya alınmamasına karşı çıkardım. Hele hele gözaltına alınan şüphelilere marş dinletilmesini ve görüntülerin sosyal medyada yayınlanmasını hukuk devleti ile hiç bağdaştıramazdım. Öyle ya şüpheliler yargılanır, varsa suçları mahkeme cezasını verir. Kovuşturma süreçleri yargılamaya hele hele cezalandırmaya dönüşemez!
Ancak idealler dünyasında yaşamıyoruz. Gergerlioğlu DEM/PKK mensubu bir milletvekili. Uluslararası hukuk tarafından terörist olduğu tescilli eli kanlı bir katili destekliyor. Demokrasinin ve hukuk devletinin kendine vermiş olduğu milletvekili dokunulmazlığı ayrıcalığını kullanarak toplumun altını oyuyor. Demokrasi ve hukuk devletinin mümkün kıldığı sivil siyaset ortamını terör örgütünün bir aygıtı, "meclis yapılanması" haline getiriyor. Keza gözaltında marş dinletilen gençler de sivil alanı terör propagandası için kullanıyorlar. İfade ve davranış özgürlüğünü istismar ederek binlerce masumun canına kıymış tescilli bir katile sevgi gösterisinde bulunuyorlar.
Tüm bu tablo gözümüzün önündeyken ben ve benim gibi birçok kişinin önceliği marş ya da komisyon toplantısı değil toplumun terörize edilmemesi, sivillerin ölmemesi, terör örgütünün propagandası yapılmaması. Gergerlioğlu ya da diğer DEM/PKK'lılar da bu öncelikleri kabul ettikleri vakit sıra onların haklı olup olmadıklarına gelir. Şimdilik adil olan budur!