Saldırgan sokak köpekleri sorununun etrafında oluşan tartışmalar ve yaşananlar bir siyaset okulu gibi öğretici. AK Parti uzun süredir görmezden geldiği somut bir sorunun çözümü için kolları sıvadı. Üstelik konu oldukça tartışmalı. Uzunca bir müddet AK Partili siyasetçilerin bir kısmı konuya duyarsız kaldı. Duyarsız kalmak bir yana AK Parti siyaset tarzı ile taban tabana zıt bir tutum takınarak büyük bir hataya düştüler. Adeta batıda hakim olan woke kültürün bir uzantısı haline gelmiş olan abartılı, insandansa hayvanı önceleyen, suni ve absürt "hayvanseverlik gösterisinin" parçası oldular. Sosyal medyadaki hayattan kopuk azınlığın, tüketim endüstrisinin egemenlerinin dayattığı akıl dışılaşmış hayvanperestliğin yapay prestijinden faydalanmaya çalıştılar.
Saldırgan sokak hayvanları sorunu günden güne daha vahim bir hale gelip esasında AK Parti'nin potansiyel tabanını oluşturan bu ülkenin ortalama insanları tepkilerini arttırdıkça "hayvanseverlik gösterisi" de çıta yükseltti; sesi daha çok çıkmaya, sözleri ve talepleri daha absürt bir hale gelmeye başladı. Artan gürültünün yarattığı sahte prestij ve popülariteden daha fazla nasiplenmeye çalışanlar da gösterinin hızını arttırdı. Bugün aklı başında hemen herkesin eleştirdiği Fransa'nın olimpiyat açılış seromonisi gibi manzaralar yaşandı. Vatandaş sokak köpekleri saldırısında yaralanan ya da ölen evladına ağlarken sokak köpekleri ile sarmaş dolaş fotoğraf paylaşımları, hastalıklı ve saldırgan hayvanlara insanı kamil muamelesi aldı başını gitti.
Tüm bu absürt ve bir o kadar acı komedi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birkaç hamlesi ile tuz buz oldu. Önce yasa çalışması ve daha sonra yasa çalışması esnasında Cumhurbaşkanı'nın konu hakkındaki açıklamaları adete makuliyeti tekrar sahneye çağırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan sadece sorunun çözülmesi yönünde ağırlık koymadı. Aynı zamanda yaptığı açıklamaları ile sorunun arkasındaki sosyolojik ve siyasi duruma da müdahale etti. Grup toplantısında sesi fazla çıkanların gürültüsüne pabuç bırakmayacaklarını söyleyip, kararlılık ifade etmesi meselenin siyasetini gördüğünün ilanıydı. Üstüne sahte hayvanseverleri sokak köpeklerini sahiplenmeye davet etmesi, dahası CHP'li belediyelerin bu konuda sorumluluklarını yerine getirmediğini söylemesi ileri doğru hamleler oldu. Yerel yönetimlerin sorumluluklarından devamla CHP'li belediyelerin SGK borçlarını gündeme getirmesi adeta "siyaset nedir ve nasıl yapılır" dersi gibiydi.
Şimdi AK Parti'de siyaset yapanların bu tabloyu salim ve sakin kafayla iyi değerlendirmesi gerekiyor. Taban nedir, sosyal medya nedir, siyaset hangi gerçeklere dayanarak yapılır, gündem nasıl belirlenir ve siyaset yaparken nasıl ters ayakta kalınmaz...