İzmir Büyükşehir Belediyesinin eski başkan Aziz Kocaoğlu döneminde Tire Süt Kooperatifi ile başlattığı örnek bir projedir "Süt Kuzusu" projesi.
Belediye 2012 yılından beri İzmir'in 8 ilçesinde 1-5 yaş grubundaki 135 bin çocuğun evine ayda 8 litre organik süt bırakır.
Ekrem İmamoğlu'nun beceremediği "İstanbul Halk Süt" uygulamasının esin kaynağı da bu projedir.
İzmir'in yeni başkanı Tunç Soyer, seçim kampanyasında "Süt Kuzusu" projesinden yararlanacak çocuk sayısını 225 bine çıkaracağını vaat eder.
Seçildikten sonra da 3 Ağustos 2019'da Tire Süt, Yukarıcuma, Aşağıcuma ve Hisarköy Kooperatifleri ile "Süt Alım Sözleşmesi" imzalar. Ve 8 ilçeye ek 8 ilçede daha 20 bin çocuğa süt dağıtacağını duyurur.
"E ne güzel işte" diyorsunuz değil mi? Haklısınız. Buraya kadar her şey normal. Hikaye asıl şimdi başlıyor. Birazdan esas kahramanımız devreye girecek. Sabredin…
Bu hikayenin esas kahramanı Başkan Tunç Soyer'in eşi Neptün Soyer'dir. Neptün Hanım'ın başında olduğu S.S. İzmir Tarımsal Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler Birliği (Köy-Koop) adlı bir kuruluş vardır.
Neptün Hanım ticari becerisi ve öngörüleri yüksek bir başkan eşidir. 225 bin çocuğa ayda 8'er litre süt dağıtmanın nasıl karlı bir iş olduğunu hemen kavrar.
Ve daha önce Tire Süt tarafından dağıtılan sütleri başında olduğu Köy-Koop üzerinden dağıtmak için kolları sıvar. İşe Köy-Koop'un da dahil edilmesi Başkanın 'oluruna' bakmaktadır. Başkan da Neptün Hanım'ın eşidir. 'Olur' alınması uzun sürmez.
Zaten İzmir'in dağlarında çiçekler açmakta, Başkan bey ve eşi Çav Bella marşı eşliğinde kenti pek güzel yönetmektedir.
İzmir'in her yağmurda sele teslim olması, kentten hiç eksik olmayan o meşhur koku, altyapı eksikliği gibi ufak sorunlar vardır ama yandaş medya dışında kimse zaten bunu dert etmemektedir.
Neptün Hanım 'olur'u aldıktan sonra süratle işe koyulur. Köy-Koop'un Bergama merkezli 3 kooperatiften aldığı sütler Pınar Süt'ün Bornova'daki tesislerinde ambalajlanacak, üzerine "Süt Kuzusu" logosu basılacak ve çocuklara dağıtılacaktır.
Sonra Neptün Hanım'ın Köy-Koop'u faturayı Tunç Beyin başında olduğu belediyeye kesecek. Belediye de Neptün Hanım'ın kooperatifine her ay tıkır tıkır ödemeleri yapacaktır. (Gözünü sevdiğimin demokratik yönetimlerinde işler nasıl da hızlı yürüyor görün.)
Fakat işler planlandığı gibi gitmez. Köy-Koop'un Bergama'dan topladığı sütler soğuk zincir sağlanamadığı için kesilir. Çünkü sütlerin toplandığı Kozak Yaylası İzmir merkeze neredeyse 110 kilometre uzaklıktadır. Pınar Süt doğal olarak böyle bir sütü paketlemeyi kabul etmez. Toplanan sütler çöpe gider.
Neptün Hanım öyle kolay pes edecek bir işkadını değildir. Bergama'nın Kozak Yaylası, İzmir'e uzaktır ama Balıkesir'e yakındır.
Pınar Süt'ün kabul etmediği paketleme işi için Balıkesir merkezli "Yıldız Modern Süt Teknolojileri" isimli firma ile anlaşılır.
Bu arada firma 10.09.2019 tarihinde konkordato talebinde bulunmuştur. Ama Neptün Hanım için bu da önemsiz bir detaydır.
Ve İzmir sınırları içinde toplanıp, Balıkesir'de ambalajlanan ve sonra tekrar İzmir'e getirilen sütler nihayet çocuklara dağıtılmaya başlanır. Yalnız yine bir küçük sorun ortaya çıkar. Sütlerin bozuk olduğu, sütü içen çocukların tadı ve kokusundan şikayetçi oldukları iddiaları kentte konuşulmaya başlanır. Hatta deneme amaçlı sütü içen bazı büyüklerde de bulantı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkar.
Hikayenin devamı uzun ama bizim yerimiz dar. Buradan can alıcı soruları sorup yazıyı noktalayalım.
Bu iddialar doğru mu Tunç Bey?
Saat gibi işleyen bir projeye eşinizin başında olduğu kooperatif neden dahil edildi?
Sizce bu etik bir durum mu?
Sütlerden zehirlenen, sağlık sorunu yaşayan çocuklar olursa ne yapacaksınız?
Varsa bir cevabınız buradan yayınlayacağım… Söz…