Jandarma Genel Komutanı Eşref Bitlis bundan tam 28 yıl önce 17 Şubat 1993'te öldürüldü.
Eksi 60 derecede uçabilecek uçağının Ankara üzerinde buzlanma sebebiyle düştüğü açıklandı!
Ne ilginçtir ki, Bitlis'in ölümünden sadece 1 hafta önce Şam'da Türkiye, İran, Irak ve Suriye Dışişleri Bakanları buluşmuş ve PKK'nın defterini dürme kararı almıştı.
Eşref Paşa geleceğin Genelkurmay Başkanı olarak görülüyordu. Kürt meselesini "Bitlis Planı" adı verilen bir yöntemle çözmeyi kafasına koymuştu. Bölge halkı kazanılacak, Irak yönetimi, Barzani güçleri Türkiye ile hareket etmeye zorlanacak, dış destekli PKK bölgeden çıkarılacaktı.
Gizli bir el önce Eşref Bitlis'i, sonra onun bu planını destekleyen Cumhurbaşkanı Özal'ı susturdu. Yakın tarihimiz bu coğrafyada yaşanan hiçbir şeyin tesadüf olmadığını gösteren buna benzer onlarca örnekle dolu.
ABD'nin Gara'da PKK'nın katlettiği 13 vatandaşımızın ardından "Türk sivilleri PKK'nın öldürdüğü doğruysa" diye başlayan skandal açıklaması da tesadüf değil. PKK ve FETÖ son 50 yıldır sözde müttefikimizin bize karşı kullandığı iki aparat.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deyimiyle 'ABD bal gibi de PKK/YPG'nin yanında. Aynı şekilde FETÖ'nün de. Yarım asırdır görüntüde bizimle ama gerçekte içimize yerleştirdikleri ajanlar ve terör örgütleriyle müttefikler…
15 Temmuz darbe girişiminin koordine edildiği yerlerden birinin İncirlik Üssü olması her şeyi anlatıyor. NATO'nun ABD, Almanya, İtalya, Belçika ve Hollanda'daki üslerinde görevli 462 TSK mensubundan 237'sinin FETÖ'cü çıkması, bunların görevleri sona erdiği halde Türkiye'ye dönmemesi… Dönemin NATO Komutanı Scaparotti'nin Türkiye'yi FETÖ'cülere operasyon yaptığı için NATO'yu zayıflatmakla suçlaması.. 15 Temmuz gecesi TBMM'yi bombalayan uçaklara yakıt takviyesi yapan tanker uçağın İncirlik'ten kalkması.. Üssün komutanı Bekir Ercan Van'ın darbe başarısız olunca ABD'den sığınma istemesi… ABD'nin binlerce TIR dolusu silahı PKK/YPG'ye vermesi… Bütün bunlar biz yaşarken oldu…
Evet, ABD ile NATO'da müttefik olduğumuz doğru. Ama aynı ABD bizim Suriye ve Kuzey Irak'ta tam karşımızda pozisyon almış durumda. Bu gerçeği bilip, kabullenmek ve buna göre hareket etmek zorundayız. Yeri gelmişken ABD'nin derdinin Kürtler olmadığını da hatırlatalım. Kürtleri sadece bölgeyi kendi çıkarlarına göre dizayn edene kadar kullanacaklar. Sonra da kaderleriyle baş başa bırakacaklar. Tıpkı daha önce defalarca yaptıkları gibi.
Peki biz ne yapacağız? PKK-YPG'yi Anadolu'yu işgale kalkışan ikinci bir Yunan ordusu gibi hazırlayan küresel güçlere bu coğrafyada patronun kim olduğunu bir kez daha hatırlatacağız.
PKK'yı nasıl hendeklere gömdüysek, 50 yıllık FETÖ projesini nasıl yırtıp attıysak bu kirli planı da boşa çıkaracağız.
Bunu yapmaya mecburuz.. Zaten başka çaremiz de yok.