Ulusu korktu

Asker, 1980 darbesinden sonra Başbakan olan Bülend Ulusu'nun parti kurmasını istiyordu Ancak Ulusu, "Ben Süleyman Demirel olduğu sürece parti kuramam" dedi ve geri çekildi...

1982 yılında yeni Anayasa taslağı hazırlanmış, Danışma Meclisi'nde görüşülmeye başlamıştı. O görüşmeler kısa zamanda bitirilecek ve 7 Kasım 1983'de yeni anayasa referanduma götürülecekti. Sonra da yeni partiler kurulacaktı. 12 Eylül 1980'e kadar Meclis'te bulunan eski siyasetçiler de, Anayasa taslağına göre 'siyasi yasaklı' oluyordu. Çoğunun yasak süreleri beş yıldı. Partilerinde genel başkan olanlar ile 'yönetici' sıfatını taşıyan 80 kadarının süresi ise '10 yıl'dı. Artık yeni Anayasa'yla birlikte yeni bir dönem başlayacaktı. Askeri yönetim, yerini, aşamalı ve kontrollü şekilde yeni partilere, yeni politikacılara bırakacaktı.
Başbakanlık'ta üç önemli oda vardı. Bu üç odada, Başbakan Bülend Ulusu, Başbakan Yardımcısı Turgut Özal ve müsteşar Necdet Calp oturuyordu. Referandum öncesi, siyasi çevrelerde, "Başbakanlıktaki üç odadan üç parti çıkar ''deniyordu.
Ancak, Turgut Özal'ın, başbakan yardımcılığı 1982 Temmuz'una kadar sürdü. Bir oda boşaldı. Siyasi partilere izin vermeden önce, Askerler, Bülend Ulusu'nun ve Necdet Calp'in parti kurmasını ciddi ciddi düşünmeye başladılar. Onlar istiyorlardı ki, Başbakan Ulusu merkez partisini kursun ve Adalet Partisi oylarını o toplasın. Müsteşarı Necdet Calp'ın da sosyal demokrat kesimden oy alması tercih ediliyordu.
YAZAR ÖN PLANA ÇIKAMADI
Başbakan Bülend Ulusu, eski Adalet partisi camiasının sevdiği, yakın ilgi gösterdiği o dönemin TOBB Başkanı Mehmet Yazar'la temaslara başladı. Gelişmeleri gören, Süleyman Demirel arkadaşlarına, 'Aman, Bülend Ulusu, İhsan Doğramacı ve Mehmet Yazar'a dikkat edin'uyarısında bulunuyordu. AP yönetimi, 'arazimize çadır kurdurmayız' mantığıyla hareket ediyordu.
Referandum yaklaştıkça artan asker-sivil gerilimi, Yazar'ın oyun dışında kalma kararında etkili oluyordu. Onun 'ben yokum' cevabı Bülend Ulusu'yu da çekingen duruma getirdi. Buna rağmen, Başbakan Ulusu, Adalet Partisi'nde Demirel muhalifi olarak bilinen Ahmet İhsan Kırımlı, Sabri Keskin, Sanayi Bakanı Mehmet Turgut ile temaslarını sürdürüyordu. Fakat eski AP tabanına hitap edecek partinin kurucuları arasına istediği isimleri almakta zorlanıyordu.
Sonunda, Ulusu "Ben Demirel olduğu sürece parti kuramam" dedi ve geriye çekildi. Rahmetli İhsan Doğramacı'da çekingen davranınca, bir taraftan Evren ve arkadaşları, diğer yandan Genelkurmay başkanı Orgeneral Üruğ ve arkadaşları isim arayışına girdiler.
PARTİ KURMAYA İZİN
1982 anayasasının kabul edilmesinden sonra, siyasi parti kuruluşlarına izin verildi. Turgut Özal Başkanlığında, Anavatan partisi, 20 Mayıs 1983'te, Ali Fethi Esener Başkanlığında, Büyük Türkiye Partisi 20 Mayıs 1983'te (Kapatılınca, Ahmet Nusret Tuna başkanlığında Doğru Yol Partisi, 23 Haziran 1983'te) Turgut Sunalp Başkanlığında Milliyetçi Demokrasi Partisi, 16 Mayıs 1983'te Necdet Calp başkanlığında Halkçı Parti, 20 Mayıs 1983'te, Erdal İnönü Başkanlığında SODEP, 6 Haziran 1983'te Ali Türkmen Başkanlığında, Refah Partisi 19 Temmuz 1983'te kuruldu.
İsmet İnönü'nün eski Özel Kalem Müdürü ve Başbakanlık Müsteşarı Necdet Calp'de mühür istemek için Bülent Ecevit'in kapısını çaldı. Calp'in konuşmaları 'mührü aldım' şeklinde yorumlandı. Diğer cebinde de Evren'in mührü vardı; Halkçı Parti'yi kurdu.
CHP'den kalan, 'Sosyal Demokrat Güç', 'Lordlar', 'Dokuzlar hareketi' gibi irili ufaklı pek çok grup ''Ecevit'siz SODEP'i ''kurmaya girişmişti. Yoğun ısrarlara daha fazla karşı koyamayan Erdal İnönü başkanlığında partiyi kurdular. Bu arada, CHP eski lideri Bülent Ecevit, kendisine gelen herkese, "Beş generalin onayını alarak parti kurmak ve onayını alarak aday olmak demokratik anlayışıma uymaz" diye uyarıyordu. Sodep kurulunca, Necdet Calp ve arkadaşlarının büyük sıkıntısı başladı. "SODEP başarılı olur'' diye düşünenler, bu partinin içinde ve önünde arı kovanı gibi toplanıyorlardı. Necdet Calp ve arkadaşları ise bir türlü örgütlenemiyorlardı. Süre azalmıştı.
Kenan Evren, Başbakanlık müsteşarı Necdet Calp'in önünü açan harekete başladı. SODEP veto yedikçe, kıvranır hale sokuldu.Sodep'in seçime giremeyeceği anlaşılınca, kalabalıklar birdenbire Halkçı Parti önüne yığıldı. Bir süre önceye kadar, bir iki kişi geldiğinde sevinen HP yöneticileri, artık kapıları kilitlemek ve sırayla insanları içeri almak zorunda kalmışlardı. Danışma Meclisi üyelerinden Özer Gürbüz HP' ye Genel Sekreter olmuştu. Bir gün, Özer Gürbüz ikinci kattan kalabalığı büyük bir keyifle seyrediyordu.
Misafirlerine, "Nasıl? Görüyor musun bereketi?"diyordu. SODEP' tanıyanlar, "İyi ama bunların yüzde 99'u SODEP önünden geldiler."cevabını verince, "Olsun efendim, olsun. Geldiler ya...
Ne demiş ozanımız?"
Ünlü halk türküsünün sözlerini hatırlatıyordu: "Kahvelerim pişti, gelin, Köpükleri taştı gelin. Kötü günler geri kaldı, İyi gün dostları, gelin!" Halkçı Parti, 1983 Kasım seçimlerinde yüz 31,5 oy aldı. Ana muhalefet partisi konumuna geldi.
GÜNÜN DİĞER HABERLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.