Kennedy suikastı

ABD eski Başkanı JF Kennedy, İsrail Başbakanı Ben Gurion'la restleşti. İstifa eden Gurion da, Mossad'a emir verdi ve tarihin en önemli suikastı gerçekleşti

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :12 Ocak 2011
Kennedy suikastı
Kennedy suikastı konusunda onlarca farklı senaryo ortaya atıldı. Dünya, dönemin CIA ve FBI unsurlarının karıştığı, Amerikan "savaş yanlısı silah sanayinin bazı mafya unsurları ile işi pişirdiği" bu suikaste İsrail Gizli Servisi MOSSAD'ın da karışmış olduğunu öğrenmek için 1992 yılını bekleyecekti. Bu tarihte, Illionis eski Milletvekili Paul Findley, Amerikan arşivlerinde yaptığı araştırmalar sonucunda söz konusu suikastte MOSSAD'ın "güçlü parmak izlerinin varlığını" ilk kez açıklıyordu.
Bu açıklamayı, 1994 yılında Michael Collins Piper'ın "Final Judgement" isimli kitabı takip etti. Kitap, Kennedy ile Ben Gurion ilişkisinin karşılıklı tehditlere varan sertleşme yaşadığını ve İsrailli liderin sonunda istifa ettiğini, bu arada MOSSAD'a da "gerekli talimatın" verildiği iddiasını belgeleriyle anlatıyordu.

İSRAİL LOBİSİNİN KARARI
Kennedy'i ikna etmenin yolu yok gibi gözüküyordu; Bu durumda Kennedy'nin yerine geçebilecek muhtemel başkanlar üzerinde düşünmek gerekiyordu. Kennedy'nin Cumhuriyetçi Parti'den rakibi olan Richard Nixon da onlar için pek olumlu gözükmüyordu. Seçimlerde Nixon'a büyük bir destek verip Kennedy'nin kaybetmesini sağlasalar bile, yine de ellerine bir şey geçmeyecekti. Ancak bir başka isim, onlar için çok uygun olduğu sinyalini veriyordu. Bu, Kennedy'nin yardımcısı Lyndon Johnson'du.
Son dönemlerde özellikle dış politika konularında Kennedy'le çokça tartışan ve başkanla arası oldukça açık olan Johnson, lobi açısından "ideal başkan" prototipi çiziyordu. Politik kariyeri boyunca İsrail'e desteğini sık sık vurgulamış ve başkan yardımcılığı yaptığı dönem boyunca da Yahudi devletine olan sempatisini açığa vurmuştu. Eğer İsrail ve lobi, bir yolunu bulur da Kennedy'nin yerine Johnson'u başkan yaparlarsa, oldukça büyük bir iş başarmış olacaklardı. Ama bu normalde mümkün değildi; Böyle bir koltuk değişimi olması için başkanın ya istifa etmesi ya da ölmesi gerekiyordu. Başkanın istifa etmeye de niyeti yoktu elbette... İşte Kennedy suikastı tam bu sırada gerçekleşti.
Suikasttaki 'İsrail hipotezi'ni güçlendiren bir başka nokta, Kennedy'nin ardından başkan olan Johnson'un İsrail'e olan büyük yakınlığıdır. Lobi, Johnson döneminde lobi yapmaya gerek bile duymamıştı.
Kennedy'nin öldürülmesiyle Yahudi lobisi kendi tarlasını rahat rahat sulamaya başlamıştır.

DİANA'NIN ÖLDÜRÜLMESİ
Harrods'ın sahibi Muhammed el Fayed, İngiltere'deki Yahudi işadamlarının önünü kesince MOSSAD devreye girdi...
Oğul Fayed ve sevgilisi Diana, Paris'te bir kaza ile ortadan kaldırıldı. 31 Ağustos 1997'de Paris'te hayatını kaybeden Prenses Diana ve sevgilisi Dodi el Fayed, aslında bir suikast kurbanıydı. Peki, bu işin arkasındaki gizli servis hangisiydi? MI5 mi? MOSSAD mı? Prenses diana olayında patron İngiltere MI5, taşeron Mossad olarak görünür. Dodi'nin babası Muhammed el Fayed, o dönemde İsrail hükümetiyle yakın ilişkiler içinde olan Yahudi işadamlarına karşı İngiltere'de zafer üstüne zafer elde ediyordu.
Muhammed el Fayed, İngiltere'deki iş dünyasında sürekli büyüyordu. İşte burada devreye MOSSAD girdi. Prenses Diana ve sevgilisi Dodi'nin, Akdeniz'de tatilde oldukları ve yakın bir tarihte Paris'e geleceğini biliyorlardı, planı hazırladılar. Suikast timini görevlendirdiler.

ŞOFÖR AJAN ÇIKTI
Prenses Diana ve Dodi el Fayed'in yanında işe başlayan şoför Henri Paul de bir MOSSAD ajanıydı. Kaza planlı şekilde oldu. Muhammed el Fayed, önceleri olayın ardında İngiltere Kraliyet Ailesi'nin olduğunu iddia etti... Sonra gerçeği öğrenen Fayed, İngiltere'de birçok konuda Yahudi işadamlarının rakibi olarak geri adım attı. Adeta o tarihte emekliye ayrılan ve sadece Harrods'a ağırlık veren Muhammed el Fayed, yıllar sonra İsrail Gizli Servisi'ni ima eden bazı açıklamalarda bulundu.