11 Ocak 532 Pazar günü
Iustinyanos ve Feodora, her zamanki gibi saraydan, doğrudan hipodromdaki locasına çıkan özel yoldan geldi.
Iustinyanos tahtına oturduğu amcası gibi Maviler'i destekliyordu. Hipodrom'da onları sağ tarafına almıştı. Bu tercihi siyasi ve dini yönelimle uyumluydu ve bir anlamda da mecburdu. Çünkü amcasından önceki imparator Yeşiller'i tutardı, onun mirasçıları da hükümdarlık için miras kavgası içine girmişti. Eşi
Feodora ise bir dengeleme olarak Yeşiller taraftarıydı.
Iustinyanos aslında bu hiziplerden, çekişmelerinden çok sıkılmıştı. Maviler'i tutarken diğer yandan da yavaş yavaş onları tasfiye etmek istiyordu. O zamana kadar görülmemiş biçimde iki tarafa da sert cezalar uygulamaya başlamıştı. Halk da biletini alarak tribünlerdeki yerini almıştı. Hınca hınç bir kalabalık vardı.
Her zamanki olağan uygulama tahtına oturup halkı üç kez takdis etmesiydi. Maviler ve Yeşiller de koroları vasıtasıyla tören müziği yaparak imparatoru selamlar ardından da imparator özel bir mendili sahaya atardı.
Bunun anlamı, artık yarış başlasın demekti. Yarış başlamadan birden korkunç bir protesto başladı üstelik de tarihte hiç olmamış bir şekilde Yeşiller ve Maviler birlik olmuştu. Protesto isyana döndü, İmparatoru zor kaçırdılar. İsyan sokağa taştı. Ayaklanmacılar başta zenginlerin evleri olmak üzere iktidarı temsil eden ne varsa yakıp yıkıyorlardı. Toprak sahibi asilzâdeler büyük oranda
Anadolu'ya kaçıyordu. İsyancılar, cezaevini basıp, iki taraftan da tutuklu olanları kaçırdılar. Ayaklanmanın taraftarları sadece sokağa dökülenler değildi. Bazı senatörler de açık ya da gizliden isyanı destekliyordu.
İsyancıların bütün istekleri yerine getiriliyordu ama sokaklar durulmuyordu.
Hipodrom'a toplanıp
Iustianos yerine yeğenini imparator ilan etmesi isteniyordu. Normalde, o güne kadar imparatoru tayin eden ordu olmuştu. Bunun üzerine
Iustianos, hazinesini de gemiye yükleyip kaçmaya karar vermişti ama eşi
Feodora tarihe geçen şu sözlerle ona engel oldu:
"İşte gemin, işte hazinen ama unutma ki kaçarsan seni sefil bir hayat ve ölüm beklemektedir. Herkes bir gün ölecek, ama taht her zaman şanlı bir mezar olmuştur. Başındaki tacı kaybeden canını da kaybetmelidir. Her zaman Tanrı'ya dua ettim ki üzerimdeki şu erguvan renkli pelerini aldığımda canımı da alsın. Senin erguvan pelerinin de sana çok güzel bir kefen olur…"
Bu sözler üzerine
Iustinyanos kaçmaktan vazgeçti ve başta yardıma çağırdığı devrin en ünlü komutanı
Belisarius olmak üzere sadık askerleriyle isyanı çok şiddetli ve kanlı olarak bastırdı. İsyan 9 gün sürdü ve 50 binden fazla kişi öldü. Tarih bu isyana
"Nika" demişti, çünkü isyancılar sürekli olarak
"Nika!" yani "Zafer!" diye bağırıyorlardı. Yerine geçirilmeye çalışılan yeğeni ve bazı senatörleri de idam etti.
AYASOFYA YENİDEN İNŞA EDİLDİ
Yanan Ayasofya'yı yeniden inşa ettirdi ve senatoyu da feshederek iktidarının gücünü yeniden ve daha güçlü olarak kurdu.
Feodora da gücünü daha da arttırdı. Kadın hakları konusunda o zamana dek hiç duyulmamış kazanımlar getirdi. Örneğin; kadınlar tek başlarına ticaret yapıp, mülk sahibi olabilecekti.
Feodora, 28 Haziran 548'de meme kanserinden öldü.