Bir grup banka profesyoneli tarafından 1998 yılında kurulan, o günden bugüne finans ve yatırım danışmanlığı yapan TİM Danışmanlık, aynı zamanda finans ve benzeri teknik konularda ağırlıklı olmak üzere eğitimler veriyor. KOBİ'ler, TİM Danışmanlık'ın müşteri portföyünün içerisinde çok önemli bir yere sahip. Çünkü TİM Danışmanlık'ın kurucusu Behzat Yıldırımer'in deyimiyle "KOBİ'lerin güçlenmesi demek, Türkiye ekonomisinin güçlenmesi anlamına geliyor". Yıldırımer bu durumu şu sözlerle anlatıyor: "Türkiye ekonomisinin geleceği KOBİ'lerden geçiyor. KOBİ'ler ne kadar sağlıklı ve ne kadar iyi yönetilirlerse, Türkiye ekonomisinin geleceği de o kadar güven altında demektir". Yönetici ortaklardan Selçuk Ökmen ise KOBİ'lere neden yatırım yapılması gerektiğini; "Kalkınmış ülkelere baktığımızda; ekonomik büyümelerini mevcut şirketlerini büyüterek, yeni şirketler ve markalar yaratarak, AR-GE faaliyetlerine ağırlık vererek, teknolojilerini yükselterek, üretim ve ihracatlarını artırarak gerçekleştirdiklerini ve sürdürdüklerini görüyoruz. Bu ülkelerin KOBİ'lere yönelik ciddi destekler verdiklerini biliyoruz. Ülkemizde de durum çok farklı değil, bir çok devlet desteği bulunmakta. Özellikle 2000'li yıllarda bu desteklerin kapsamı ve bütçesi çok büyüdü fakat bir çok firma bu desteklerden habersiz ya da yeterince bilgisi yok. İMKB gibi yatırımcıyla, sermayeyle buluşabilecekleri güvenli ve şeffaf çok önemli bir ortam var. Ülkemiz son yıllarda başarılı bir ekonomik performans yakalamış durumda. Türkiye ekonomisi büyüyor ve bu büyüme yeni potansiyel fırsatlarla devam edecek. Bunun sürekli ve sağlıklı olması için KOBİ'lere her geçen gün daha fazla yatırım yapılması gerekiyor" sözleri ile anlatıyor.
KOBİ'leri dönüştürüyorlar
KOBİ'lerin genel anlamda bir rehabilitasyona ihtiyaç duyduklarına inandıklarını özellikle belirten Ökmen'e göre, KOBİ'ler yaptıkları işi çok iyi bilmek ve yapmakla beraber, finansal ve yönetsel anlamda bilimsellikten, kurumsallıktan uzaktalar. Hatta çoğu zaman bu kulvarlarda oldukça amatör ve eksik olduklarını söyleyen Ökmen; " Biz firmaları analiz ediyoruz ve finans kaynaklarıyla buluşturuyoruz. Ancak KOBİ'lerin sermaye yetersizliği, finans kaynaklarına ulaşmakta yaşadıkları güçlüklerin yanı sıra elbette bir çok sorunu var; kurumsal yönetim eksikliği, yetişmiş kalifiye iş gücü ile ilgili sıkıntılar, rekabet ortamı vb. Fakat en önemli sorun finans ve yönetim tarafındaki eksikliklerden kaynaklanıyor, nakit akışları bozuluyor, faaliyet kazançları faiz, kambiyo zararları, vergi vs derken kaybolup gidiyor. Buradan hareketle KOBİ'lerin kurumsal dönüşüm süreçlerini daha hızlı tamamlamalarına yardımcı olmak ve eskisinden çok daha güçlü, önü açık firmalar haline gelmelerine katkı vermek istiyoruz, ki bu gerçekten mümkün" diyor. Bu süreci Ökmen'den dinlemeye devam edelim: "KOBİ'leri sadece bir devlet destek programı, kredi ya da sermaye ile buluşturmanın, onların sorunlarına aslında çoğu zaman geçici bir çözüm bulmaktan öteye gitmediğini, risklere karşı kırılganlıklarının devam ettiğini, sorun ve sıkıntıların tekrarlandığını görüyoruz. Bu nedenle bir taraftan da eş zamanlı olarak KOBİ'lere risklerini görüp yönetebilecekleri, nakit akışlarını sağlıklı hale getirebilecekleri kalıcı çözümler bulmak lazım. İşte biz de tam bu noktada KOBİ'lerin kurumsal dönüşümlerinin gerçekleşmesinin gerekli hatta şart olduğu fikrine vardık. O yüzden KOBİ'leri, sadece finans kaynaklarıyla buluşturmakla yetinmeyip; onlarla kol kola girerek kurumsal dönüşümlerini sağlamak istiyoruz. Firmaların daha sağlıklı ve uzun ömürlü yeni bir hayata geçmelerine yardımcı olmak; onları daha güvenli, daha kurumsal bir yönetim tabanına oturan bir noktaya taşımak; olabildiğince ortaklarının kaderinden ve keyfinden uzaklaştırmak, gelecek nesillerine uzanan firmalar haline getirmeyi hedefindeyiz. Bunu yaparken de bilgi birikimimizi kullanıyor ve sektörde öncü kuruluşlarla stratejik ortaklıklar yapıyoruz. Oluşan sinerjiyle beraber KOBİ'lerin kurumsal dönüşüm süreçlerini daha hızlı tamamlamalarına yardımcı olmak ve eskisinden çok daha güçlü, büyüme ivmesini attırmış çok daha başarılı firmaların oluşmasına katkı vermek istiyoruz. TİM olarak böyle bir misyon yüklendik""KOBİ'lere paraya nasıl ulaşabileceklerini gösteriyoruz"
Ökmen'in ardından söz alan TİM Danışmanlık'ın kurucusu ve aynı zamanda saz üstadı olan Behzat Yıldırımer ise temel sorunun, finansal yanlış yönetimden kaynaklandığını söylüyor. Yıldırımer, patronların her konuyu bilmelerine rağmen finans ve finansal risklerin neler olduğunu bilmediklerinden yakınarak konuşmasına şu şekilde devam ediyor: "İflas eden şirketleri incelediğiniz zaman çok önemli bulgulara ulaşıyorsunuz. Temel olay; finansal yanlış yönetimdir. Bizim patronlarımız her şeyi bilirler ama finansı ve finansal risklerin neler olduğunu yeterince iyi bilemeyebilirler. Çoğu zaman bu süreçlerin nasıl yönetilmesi gerektiğine vakıf değillerdir. Devletimizin KOBİ'lere verdiği önemli hibeler, destekler var. Bu olanaklardan yararlanan KOBİ'ler %5'in altında; yani oldukça az… Yararlandıkları destekler de son derece standart hizmetler. Oysaki AR-GE çalışmalarında ve ihracata dönük çalışmalarda çok önemli devlet destekleri var. Bunların bilinmesi, bunların bir paket halinde projeye dönüştürülmesi, KOSGEB, TÜBİTAK ve benzeri ilgili kurumların bunu doğru anlaması ancak uzman eller tarafından sağlanabilir. Bizim çıkış noktamız temel olarak bu oldu. İkinci çıkış noktamız ise şirketlerin temel olarak nakde ihtiyaçları var ve paraya nasıl ulaşacaklarını bilmiyorlar. Bu nedenle firmalara dışarıdan profesyonellerin bakması; hem şirketin yapısını düzeltmesi hem de konuları projelendirmesi lazım." Yıldırımer, tüm bu süreçlerin sonunda KOBİ'lerin kendilerine artı değer katacaklarını ve bunun da Türkiye ekonomisinde çok büyük bir güç oluşturacağını söylüyor.