İngiliz The Guardian gazetesi, "Türkiye: Hayranlık ve Kaygı" başlığını taşıyan başyazısında "Türkiye'nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, başka Avrupalı liderlerin sadece rüyalarında görebileceği bir seçim kazanma siciliyle övünüyor" görüşünü dile getirdi. AK Partinin 12 Haziran seçimlerindeki zaferinin aynı zamanda partinin en büyük galibiyeti olduğunu vurgulayan gazete, buna karşın sandalye sayısının gerilediğine dikkat çekerek "Ancak AK Parti sandalyelerinde bu düşüş, siyasi olarak çok önemli ise de, parlak bir seçim başarının değerini azaltmamalıdır" ifadesini kullandı.
Ekonomi gibi Başbakan Erdoğan'ın seçim zaferinde rol oynayan faktörlere işaret edildiği başyazısında ancak hayranlığın yanı sıra kaygı verici unsurların da bulunduğu savunulurken AK Partinin güçlendirilmiş bir başkanlık içeren yeni bir anayasa yapmasının "kolay olmayabileceği" öne sürüldü.
İngiliz gazetesi, AK Partinin anayasa konusunda CHP ve BDP ile danışması gerekeceğini belirttikten sonra şu görüşleri de öne sürdü:
"Bu kısıtlamalar önemli, özellikle Sayın Erdoğan'ın, gazetecilerin cezaevine konulması, onu eleştirme cüretini gösteren medya kuruluşlarına cezalandırıcı yaklaşımı dahil otoriter yöntemleri yüzünden. Yeni Türkiye konusunda, hem yurt içinde hem de uluslararası alanda hayranlık duyulacak pek çok şey var. Ancak barışçıl devrimler de boyunlarını aşabilirler ve Türk toplumunun Sayın Erdoğan'ın büyük ihtiraslarına bazı limitler koyabilmesi hayati önem taşıyor."
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, başyazısında AK Partinin oyların yarısını alırken, üçte iki çoğunluğuna ulaşamadığına dikkat çekerek, "Bu, Türkiye'nin demokrasisi için iyi haber" yorumunu yaptı.
Son 9 yılda AKP'nin Türkiye'nin girişimcilerinin enerjilerini harekete geçirdiğini, sivil yönetimin ordu üzerindeki hakimiyetini tesis ettiğini ve insan hakları alanında reform yaptığını belirten NYT, buna karşın "Son dönemi, Sayın Erdoğan, daha otoriter ve duyarlı hale geldi" görüşünü dile getirdi.
AKP'nin "başkanlık" sistemi için çaba göstermesi beklendiğini kaydeden gazete, "Bu, tek bir erkte çok fazla gücün toplanmasına neden olur" diye yazdı. Başyazısında şöyle devam edildi:
"Sayın Erdoğan'ın giderek artan çatışmacı dış politikaları sandıkta iyi sonuç verebilir ama ülkenin çıkarları için pahalıya mal oldu. Bir zamanlar yapıcı olan İsrail ile ilişkiler, kısasa kısas provokasyonlara boyun eğdi ve böyle devam ederse, Türkiye'nin İsrail ile önemli ticaret hacmini tehdit edebilir. İran ile sıcak oyunlar, sadece İran'ın nükleer hırsını teşvik etti. Arap Baharı'na verilen karışık yanıt, bu öncü Müslüman demokrasisi, hırsızların ve eşkıyaların savunucusu görünmesine neden oldu."
NYT, Ankara, ikinci Gazze filosunu caydırmasını, Türk şirket ve bankalarını, İran'a yaptırımları daha da iyi uygulamaları için baskı yapmasını da istediği başyazısında Ankara'yı, sınırlarındaki demokratik hareketlerinin Türk liderliği için de tarihi bir fırsat oluşturduğunu kabul etmeyi çağırdı.
Türkiye çok akılcı seçim yaptı
Hristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) Federal Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz'in, gazeteye yaptığı açıklamada, Türkiye'deki seçim sonucunun demokratik istikrarlaşmaya katkı sağlayacağını belirterek, "Türkiye çok akılcı seçim yaptı" diye konuştuğu kaydedildi.
Alman Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de gazeteye yaptığı açıklamada, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinde bir canlanma yaşanmasını beklediğini ifade ederek, "Türkiye'nin gündeminde şimdi, Başbakan'ın, muhalefetin işbirliği ve sivil toplum kuruluşlarının desteği ile çözmesi gereken 2 nokta var. Yeni bir demokratik anayasa ve Kürt sorununun çözümü" görüşüne yer verdi.
Gazetenin, "Erdoğan zaferden zafere koşuyor" başlığıyla verilen diğer bir haberinde de Başbakan Erdoğan'ın seçimlerden sonra yaptığı konuşmadan alıntılara yer verilerek, Erdoğan'ın herkese uzlaşma çağrısı yaparak, Türkiye'deki seçimler sonucunda tüm bölgenin, Avrupa'nın ve Asya'nın da kazandığını söylediğine işaret edildi.
Osmanlı rönesansı
Türkiye'de geçen 8 yıl içinde tüm enerji ile AB yolunda ilerlenmediği, AB'den çok diğer ülkelere yönelindiği görüşüne de yer verilen haberde, dış politikada Türkiye'nin "Arap Baharını" destekleyerek bir "Osmanlı Rönesans'ı" yaşayabileceği ve Erdoğan'ın Kıbrıs sorununu çözerek Avrupa kapılarını açabileceği savunuldu.
"Frankfurter Allgemeine Zeitung" gazetesi, "Erdoğan'ın, AKP'yi tarihindeki en büyük zafere götürdüğünü, ancak mecliste 3'te 2'lik çoğunluğu sağlayamaması sebebi ile mütevazilik göstermek zorunda kaldığını" yazdı.
"Frankfurter Rundschau" gazetesi benzer görüşlere yer verirken, Berlin'de yayımlanan "B.Z" gazetesinde yer alan bir yorumda ise, "Erdoğan'ın seçim zaferinin Avrupa'nın çıkarına olmadığı" görüşüne yer verildi.
Osmanlı 'Müslüman lider' adayı
Atina'da yayımlanan Ta Nea gazetesi, ''iki Türkiye arasında denge kurarken'' başlığını kullandığı haber-yorumunda, ''Ilımlı olan ve ılımlı olmayan İslam yok. İslam İslam'dır. Bunu 2007 yılında Recep Tayyip Erdoğan söylemişti. O günden bugüne Türkiye çok değişti. Ancak kendisi değişmedi. Hala karizmatik ve en önemlisi, duruma uyum sağlayabiliyor. 2007 yılında 'iyi Avrupalı' adayı iken, 2011 yılında yeni Osmanlı 'Müslüman lider' adayı oldu. O dönemde halkın talebinin AB üyeliği vesilesiyle ülkenin demokratikleşmesi olduğunu anlamıştı. Zamanla siyasi egemenliğini de iyice yerleştirerek, çok şey değiştirdi. Bugün Arap Baharından ilham alıyor'' diye yazdı.
Üçüncü fırsat
Gazete Başbakan Erdoğan hakkında ''Belki ikiye bölünmüş durumda. Aslında sadece O değil, Türkiye de öyle. Anadolu'da, Ankara'da ve İstanbul'da dindar muhafazakar seçmenler, batı sahillerde kozmopolit elitler. Liberaller otoriter olmakla eleştirirken, fakirler ve yükselen orta sınıf O'nu kahraman olarak görüyor. Erdoğan'a yeni bir kutuplaşmaya neden olmak yerine, bölünmüşlüğü aşabileceğini kanıtlaması yönünde üçüncü bir fırsat sunuluyor'' yorumunda bulundu.
Öte yandan, Ethnos gazetesi ise Atina'nın, ordunun ve Kemalist düzenin ağırlığından oldukça kurtulmuş olarak üçüncü görev dönemine başlayan Erdoğan'dan, Türk-Yunan ilişkilerinde benimseyeceği tutuma ilişkin işaret vermesi beklentisinde olduğunu kaydetti.
Önümüzdeki günlerde, Temmuz ayında Ankara'da yapılması beklenen Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin toplanması imkanlarının araştırılması amacıyla, Atina ile Ankara arasında temasların başlayacağını belirten gazete, Türk-Yunan sorunları açısından henüz herhangi bir ilerleme kaydedilmemiş olduğunu vurguladı. Gazete Başbakan Erdoğan'ın üçüncü görev süresine, ikili ilişkilerde bir jestte bulunarak başlamayı istemeyeceğine göre, yakın gelecekte önemli bir gelişme beklenmemesi gerektiğini savundu.