Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişiyi taşıyan helikopter saat 15:15'de Keş Dağı'na düştü. Telekomünikasyon İletişim Daire Başkanlığı (TİB), cep telefonlarından gelen sinyaller üzerine helikopterin yerini belirledi. Söz konusu verilerden oluşan harita hemen Jandarma Genel Komutanlığı'na iletildi.
Jandarma Genel Komutanlığı da bu verileri iletmek üzere saat 16:27'de Kahramanmaraş İl Jandarma Alay Komutanlığı'nı aradı. Ancak yetkililer tam 30 dakika boyunca kimseye ulaşamadı. Bilgiler ancak 16:55'te komutanlığa aktarıldı. Jandarma Alay Komutanı Albay Sezai Akgün, o sırada karargahtaydı.
Akgün, harita bilgisi verildikten yarım saat sonra Maraş'tan Çağlayancerit'e doğru hareket etti. Ancak haritada yer alan bölge değil, alakasız yerlerde aramalar yapıldı.
KAYIT DIŞI!
DDK raporlarına göre asıl skandal ise "saat"lerde yaşandı. Aramadaki ihmali saklamak için saatlerle oynandı. Faaliyetlerin büyük bir kısmı birer saat geriye alınarak kaydedildi.
Skandal bununla da sınırlı kalmadı. Arama kurtarma ile ilgili operasyonun kaydedildiği Jandarma Ceridesi'nin bazı sayfaları sonradan yeniden yazıldı. Hatta ceridenin bazı sayfaları imzalanmadı.
Ceride kayıtlarına göre Çoğulnan Bölüğü'nden 3 tim saat 18:01'de Göksun'a doğru çıkış yaptı. Ancak 156 kayıtlarında ise bölüğün gerçek çıkışı 18:59 olarak bildirildi.
156 JANDARMA İHBAR HATTI
Komutan Akgün, savcılığa verdiği ifadede "Bana harita gelmedi" dedi. Ancak 156 Jandarma İhbar Hattı kayıtları, komutanı ele verdi. DDK raporunda şöyle denildi: "Her harita, İl Jandarma unsurlarıyla paylaşıldı. 156 kayıtlarına göre Akgün, cep telefonlarından elde edilen koordinat bilgisini aldı. Ayrıca AVEA ve TURKCELL'den alınan sinyallerle aranacak alan 15 km.'den 1 km.'ye indirildi. Bu bilgiler de saat 23:30'da İl Jandarma Komutanlığına iletilmiştir."