Pensilmafya

Gülen örgütünün karanlık yüzü bu kez ünlü bir işadamının anlattıklarıyla kanıtlandı. Galip Öztürk, gündeme bomba gibi düşecek şu açıklamaları yaptı: Cemaate 22 yılda 30 milyon TL yardımda bulundum. Makbuz isteyince şantaj yaptılar. Bir iftirayla beni hapse attılar. Hala tehdit ediliyorum!

takvim.com.tr takvim.com.tr
Kaynak GAZETE
Giriş Tarihi :25 Mart 2014
Pensilmafya

Paralel çete, 17 Aralık Operasyonu ile gün yüzüne çıktı. Gülen cemaatinin karanlık yüzü, ünlü işadamının yaşadıklarıyla bir kez daha kanıtlandı. Fethullah Gülen örgütüyle kendisinden açıktan para istenince ters düşen Metro Turizm'in patronu Galip Öztürk, yaşadığı kâbusu anlattı. İşte cemaate 22 yılda 30 milyon TL yardımda bulunan Öztürk'ün açıklamaları:

PARALEL POLİSLERİ GÖRDÜM

YAKININCA: Hiçbir makbuz, hiçbir fatura vermiyorlardı. Bundan rahatsız oluyordum. 2011 yılında Metro Holding'in CEO'su olan Ömer Bilgiseven beni Ergun Hoca diye bir arkadaşla tanıştırdı. Ona, Samsun'da da bir hayır yaptığımı zannettiğimi ama bu para gerçekten oraya mı harcandı, başka yere mi gitti emin olmadığımı ve bana hiçbir belge sunmadıklarını söyledim. İşte o an, yıllardır bunların 'paralel polisleri'nin benimle ilgili yaptığı çalışmayı getirip benim önüme koydular.

ÜNİVERSİTE YAPTIM: Çok agresif talepleri oluyordu artık. Böyle bir dönemde, Samsun'da Canik Başarı Üniversitesi'ni yaptım. Okula yardım talebi, cemaatin Samsun sorumlusundan geldi. Onlara, "Polisleriniz benim üzerimde kara oyunlar oynuyor. Bu hak değil" dedim. "Böyle bir şey olamaz. Biz bu algıyı kaldırırız" dediler. Ben yine hayır için bunlara yardım yaptım. Samsun'daki Canik Başar Üniversitesi'ne 4 milyon 650 bin TL nakit para verdim.

ABD'DEN 'KAÇ' TELEFONU: Bu para isteme trafiği 6 ay sürdü. 2012'nin başlarıydı. "Makbuzsuz vermem" deyince Mimar Sezgin Yılmaz bana, Organize Suçlar Şubesi'ndeki dosyamdan bahsetti. "Dosyaları devreye sokarız. Arkadaşları durduramıyoruz" dedi. ABD'de Orlando'da yaşayan çocukluk arkadaşım İsmail Tüysüz beni aradı. Pensilvanya'dan gelen bir arkadaşının, parayı vermediğim için bana operasyon yapılacağını söylediğini anlattı. Başka bir arkadaşım da "Bunlar senin başına çorap örecek, kaç" dedi.

TUTUKLANDIM: 25 Şubat. Yani 11gün sonra bir cumartesi günü, öğle üzeri... Kahvaltımı yaptım. Polenezköy'e gelirken önümü kesti polisler. "Yurt dışına kaçıyordu" diye bir operasyonla beni gözaltına aldılar. Şubeye gittiğimde, borsa manipülasyonu yapmaktan gözaltına alındığımı öğrendim.

YALAN İFADE: Cezaevinde yatan, hayatımda iki defa gördüğüm Hurşit Yavaş isimli bir şahıstan benim aleyhimde ifade aldılar. Aleyhimde konuşursa, tahliyesini sağlayacaklarını söylediler. Sonradan başka suçlar çıkarmaya başladılar. 19 ayrı eylem, borsa hariç. Bu 19 eylemin 16'sından beraat ettim. Ceza aldığım eylemlerden biri, grup şirketlerimizden birinin Bolu'da otogar ihalesine girmemesiyle ilgili. Girmediğim ihaleden ceza aldım yani.

SİLAH OYUNU

Emekli Yarbay Mehmet Tekin, şirketimizin koruma müdürü. O gün bindiğim arabada, ruhsatlı beylik silahını unutmuş. Elimle hiç tutmadığım bir silah. Bu 19 tane eylemi, terör mahkemesine götüren özel yetkili savcımız Muammer Akkaş, bu silahı Beykoz Adliyesi'ne gönderdi. Bu silahtan 24 ay ceza verdiler.

14 AY HAPİS

Her seferinde başka bir istekle geldiler. Açıktan istedikleri 2 milyon 750 bin TL'yi vermeyi reddedince, hakkımda bir "iftiraname" hazırlayıp beni hapse attılar, 14 ay hapis yattım. Ticari ilişkilerimi bozdular, 200 milyon dolar zarar ettim.

ORGANİZE İŞLER

BİR ŞEKİLDE PARANIZI ALIYORLAR: Bir şekilde para sızdırıyorlar sizden. Okul parası ödemezseniz, kurban parasıyla geliyorlar, çocuğunuzun velisi diye geliyorlar. Ufak ufak almaya başlıyorlar. Her şekilde her ortamda ve her kılıkta olabiliyorlar. Çok iyi bir örgüt. Çok iyi kamufle oluyorlar ve çok dikkat edilmesi gereken bir süreçteyiz.

HERKES ONLAR ��ÇİN ŞÜPHELİDİR: Hizmet dışında kalan herkes, onlar için 'şüpheli' kişidir. Hele hele eğer onlar için kötüyseniz, ağzınızla kuş tutsanız, her şeyiniz düzgün olsa, yapacağınız hiçbir şey yok. Onların kara listesindesiniz artık.

ŞABAN ARSLAN